Tuesday, October 26, 2010

Büyü Bozuldu!


Ve sonunda Kadikoy buyusu bozuldu ve Galatasaray 10 yil aradan sonra Kadikoy'den puan cikardi. Cimbomlular hakli olarak bunun sevincini yasadilar ve tribundeki taraftarlar Sabri'nin uclu cekmesiyle costular mac sonunda! Saka bir yana, Galatasaray'in bu mactan puan cikarmasi bence de basari, cunku cok fazla eksigi vardi takimin, ama bunu bir zafermis gibi algilamak ve sevinmek de buyuk bir kulube yakismiyor.

Bir onceki yazimda tahmin ettigim gibi mac beraberlikle sonuclandi ama bu sekilde bir oyun olacagini dusunmuyordum. Galatasaray'in asiri motivasyon ile cok iyi mucadele edecegi belliydi ama ofansif yonde Fenerbahce'den daha etkili olmasi surpriz oldu. Ozellikle ilk yari, etkili pozisyonlara girdiler. Gokhan'in muthis mudahalesi ve Volkan'in kritik kurtarislari olmasa one gecebilirlerdi. Bu mac icin kapasitelerini %100 e yakin kullandilar ve bir puani fazlasiyla hakettiler.

Fenerbahce icin ise olumlu seyler soyleyemeyecegim. Kocaman, cikabilecegi en ofansif kadro ile cikti sahaya (Dos Santos eklenebilir ofansif manada ama yabanci kontenjanindan dolayi bu mumkun degildi). Bu cesaretini takdir ediyorum, ama derbileri genelde orta sahasi guclu olan ve daha iyi mucadele eden takimlar kazaniyor. Bana gore Alex'in yerine Semih ile baslamasi daha dogru olurdu. Ikinci yari yorulan Cimbom'un uzerine Alex'i gonderebilirdi. Ama Fenerbahce'nin ofansif yonde cok kisir kalmasinin esas nedeni bu degil. Galatasaray, Fenerbace'yi resmen oynatmadi. Hemen hemen hicbir atak geriden olgunlasarak gelmedi, cunku Galatasarayli futbolcular 5-6 kisi ile rakip yari sahada pres uyguluyorlardi. Fenerbahce'de caresiz olarak uzun toplarla cikmaya calisti ve bunda da basarili olamadi. Geride de Fenerbahce'nin etkili oyunculari 2li 3lu sikistirmalar ve sert futbolla sindirildi. Neil'in maci kirmizi kart gormeden tamamlamasi cok ilgincti. Elano bile defalarca sert fauller yapti. Bu Hagi'nin belki de takima yansittigi ilk etkiydi. Galatasaray artik yumusak bir ekip olmaktan cikip, tas gibi bir takim haline gelmis. Rakiplerin daha fazla efor sarfetmesi gerekecek bu takimi yenmeleri icin.

Sonuc olarak bu beraberlik Cimbom'a ilac gibi geldi. Yeni teknik direktor, 10 yil aradan sonra Kadikoy'den alinan puan, taraftarlari umutlandirmak icin yeterli. Liderle puan farki cok acilmis olsa da bu lig icin kapatilmasi cok zor bir fark degil.

Fenerbahce icin ise durum farkli. Mactan once yazdigim gibi Fenerbahce bu sene hicbir onemli maci kazanamamisti ve bu maci da kazanamadi. Hem de Besiktas ve Galatasaray ile kendi sahasinda oynayarak. Bu haftaki Bursa maci, bunu kirmak icin buyuk bir firsat. Aksi takdirde Kocaman'in yeterliligi her zaman tartisilmaya devam edecektir ve takimin da tam manasiyla kendine guveni gelemeyecektir. Sakatlar ve cezalilar da dusunuldugunde cok zor bir mac olacak, ama yine de Fenerbahce'nin iyi bir skor alacagini dusunuyorum.

Saturday, October 23, 2010

Fenerbahce-Galatasaray; Bir Turkiye Klasigi

Ligin en zevkli iki macindan biri geldi catti yine. Bu haftaki buyuk derbiden bahsediyorum. Diger zevkli mac da 2. yaridaki buyuk derbi. Besiktasli arkadaslar kizmasin ama Fenerbahce-Galatasaray rekabeti bir farkli oluyor. Futbol kalitesi ile olmasa da heyecani ile ayri bir derbi bu. En basit pozisyonlarda bile daha baska bir heyecanlaniyor, kalende yasanan ufak tehlikeler de bile daha baska bir yuregin agzina geliyor. Cunku bu maca cok onem veriyorsun. Dolayisiyla sonuc ne olursa olsun, bu macin keyfini cikarmak lazim. Hele bir de rakip takimdan birileri ile izlense, bu keyif daha bir katmerli oluyor.


Gelelim takimlarin durumuna. Fenerbahce'den baslayacak olursak, son 3 haftada alinan bol gollu 3 galibiyet ve duzelen moraller. Hersey suan gulluk gulistanlik gorunuyor, ve uzun yillardir belki de ilk defa Fenerbahce bu derbiye bu kadar iyi konumda giriyor (Galatasaray'a nispeten diyorum). Galatasary ise calkantili gecen haftalardan sonra beklendigi gibi teknik direktor degisimine gitti. Bir Fenerbahce'li olarak uzulerek soyluyorum ki Reejkard gitti ve Hagi geldi. Bunu soylemekle beraber, Reejkard'in basarisizliginda sanssizlik faktorunun de cok etkisi oldugunu dusunuyorum. Takimin belkemiklerinden Baros 1 hafta var, 3 hafta yok, Kewel'i gorebilene ask olsun, Arda yine sakat, takimin rengi Keita satildi, dinamo M.Topal gitti, alinan transferlerden hicbiri daha takima katki saglamadi (bu transferlerde Reejkard'in tam yetkisi varsa tabiki suc onda ama...), kaleci sorunu hala cozulemedi. Tum bunlar bir takimi ciddi bicimde etkileyecek faktorler ve Reejkard bunlarin da etkisi ile basarisiz olup gitti. Turk futbolu adina da guzel bir tablo degil tabi. Sonucta Avrupa'da isim yapmis birinin takimdan bu sekilde ayrilmasi imajimiz acisindan cok iyi degil. 


Simdi sirasiyle iki takimin avantajli olduklari noktalari madde madde siralayacagim.


Fener kazanir, cunku;
1. En onemli avantaj tabiki Kadikoy'de olmak. Galatasaray'a karsi Kadikoy'de kurulan ustunluk.
2.  Fenerbahce’nin hizli adamlari Galatasary’i cok zorlayacak. Cunku Cimbom’un defansi guven vermiyor ve cok adam kaciriyorlar.
3. Niang'in form duzeyi. Eger sakatligi tamamen gectiyse, Fenerbahce'nin en buyuk kozu olacaktir. 


Cimbom kazanir, cunku;
1. Yeni teknik direktor, yeni hava demek. Futbolcular inanilmaz hirs ve mucadele ile cikacaklar maca. Bu onlar icin yeni bir baslangic ve kazanmalari durumunda inanilmaz bir ozguven kazanacaklarini biliyorlar. Yani Cimbom'un en buyuk kozu motivasyon.
2. Fenerbahce'nin uzun zamandir ilk defa bu kadar favori gosterilmesi Cimbom icin bir avantaj. Derbilerin iki kurali vardir. Bunlardan biri de favorilerin kaybetmesi.
3. Ikinci kural da daha cok ihtiyaci olanin maci kazanmasi. Bu iki kural da Cimbom'u favori gosteriyor.
4. Fenerbahce bu sene oynadigi hicbir ciddi maci kazanamadi. Avrupda'da hic galip gelemedi ve ligde de Trabzon, Kayseri ve Besiktas ile oynadigi maclardan sadece 1 puan cikardi. Yani kazandigi tum maclari vasat takimlara karsi aldi. 


Gelelim tahminime. Eger teknik direktor degisikligi olmasaydi favorim kesin Fener olurdu, ama simdi durum biraz farkli. Inailmaz bir motivasyon ile cikacaklar maca yeni tekni direktorun havasi ile ve bundan dolayi Kadikoy'den puan cikaracaklarini dusunuyorum, yani benim tahminim beraberlik. Ikinci olarak da tabiki Fenerbahce. Galatasary'in kazanacagina ihtimal vermiyorum.


Ne olursa olsun macin keyfini cikarin, yani Enjoy it!

Saturday, October 9, 2010

Bir devrin Sonu..

Uzun suredir yogunluktan yazamiyorum. Son iki macin uzerinden bayagi gecmis olsa da kisaca suanki izlenimlerimi aktaracagim.

En son Besiktas macindan sonra yazmistim ve Fenerbahce'nin durumu pek ic acici degildi; gerek oyun gerekse de puan acisindan. Iki hafta ustuste kazanmasiyla, Galatasaray'in ve Besiktas'in onue gecti. Ilk hafta kaybedilen puanlar sonrasi felaket tellalligi yapmanin yanlis oldugunu yazmistim, cunku zor bir fiksturu vardi takimin ve ilerleyen haftalarda rakiplerine yetismesi zor degildi. Malesef genelde skor uzerine yorumlar yapildigi icin bunu normal karsiliyorum. Bana kalirsa oynanan oyun, ilerisi icin isik verip vermemesi cok daha onemli. Lig uzun bir maraton ve her an hersey olabiliyor. Bunun orneklerini son birkac yilda bile cok kez yasadik. Simdi gelelim Fenerbahce'de son iki haftada neler olduguna.

1. Yobo'nun takima adapte olmasiyla defansta gozle gorulur bir duzelme var. Caner de, her ne kadar Santos kadar yetenekli olmasa da, genel manada Santos'dan daha iyi savunma yapiyor. Ancak Yobo daha zor maclarda gorev almadi. Bilica'dan iyi oldugu kesin ama yine de birkac mac daha izlemek lazim.

2. Uzun bir aradan sonra ilk defa etkili bir santroforla oynuyor takim. Bana kalirsa kaleciler ve forvetler bir takim icin cok onemlidir. Aradakiler cogu isi yapsa da son noktayi bu ikili koyar. Niang oynadigi 6 macta 7 gole ulasti, hem de alisma devresinde. Bu sene gol krali olmasi hic surpriz olmaz. Umarim sakatlik yasamaz.

3. Son haftalardaki en belirgin degisiklik Brezilyalilar'in takimda daha az yer almaya baslamasi. Gecen sene takimda 7 tane Brezilyali oyuncu vardi. Bunlarin ucu (Carlos, Wederson, Deivid) gonderildi ve cok ilginc bir sekilde, Kasimpasa macinin ikinci yarisinda takimda sadece 1 Brezilyali vardi (Alex). Ve o devreyi Fenerbahce hic gol yemeden 3 gol atarak bitirdi.

Brezilyalilari izlemeyi herkes sever ama disiplin ve sureklilik acisindan sorunlari var. Fenerbahce'de Alex haricindekilerin profesyonellik anlaminda sikintilari var. Arsen Wenger'in onlara alakali soyle bir sozu var; "Bir takima 1 Brezilyali sart, 2. Brezilyali faydali, 3. ise zararli". Yani takimdan tamamen gonderilmeleri yanlis olur ama gecmisteki gibi kumelenmeleri de hic dogru degil. Bana kalirsa transferler agirlikli olarak Avrupa'dan olmali, cunku belirli bir alt yapi veriliyor Avrupa'da, yani bir standart var. Profesyonellik anlayisi da daha guclu.  Daha sonra da araya birkac Guney Amerika'li serpistirilmeli.

4. Gecen sene sokaktan gecen bir cocuga dahi sorsaniz Fenerbahce'nin ilk onbirini sayardi. Bunun tabiki istikrar acisindan faydasi var, ama takim ici rekabeti oldurdugu de gercek. Takimin bel kemigi denilen bazi yerlerde sabit isimler olmali, ama onun disinda rekabet olurturabilmeli teknik adamlar. Kocaman, bunu basarabilmis gorunuyor. Ozellikle yabanci sinirlamasi dolayisiyla en az iki yabanci yedek kaliyor ve diger oyunculara forma sansi doguyor. Bu da dogal olarak rekabeti ve mucadeleci bir takimi getiriyor.

Sonuc olarak Fenerbahce biraz daha iyi yola girmis durumda, ama hersey gulluk gulistanlik degil. Takim gol atmakta cok sorun cekmiyor, ama kolay da gol yiyor. Zaten hem cok gol atip, hem cok az gol yemek oyle kolay degil. Hangi takim olursa olsun, birine agirlik vemek zorunda. Gecen sene Daum, daha cok gol yememe uzerinde dururken, bu sene Kocaman daha cok gol atma uzerinde duruyor, ki bence Fenerbahce'ye yakisani da bu. Mesele olabildigince defansi da ihmal etmemek. Bu sene bol gollu maclara alisacagiz herhalde.