Sunday, August 26, 2012

Patrona Saygi, Alex'e Vefa

  

Gecen yazimdan bu yana Fenerbahce Vaslui'yi eledi ve Spartak Moskova ile de ilk macini oynadi. Ligdeki ilk macindan da 4 puan cikardi. Yeni sezon oncesi Fenerbahce'nin teknik manada analizini yapacakken kucagimizda nur topu gibi bir Alex krizi bulduk. Suanda herseyin onune gecmis olan bu krizden bahsedelim biraz.

Aykut Kocaman'in eskiden beri kafasinda Alex'siz ve daha modern bir oyun kurgusu oldugu biliniyor. Degisik zamanlarda yaptigi aciklamalar ile de bunu teyid etti. Elinde yeteri kadar kaliteli oyuncu bulunmadigi ve istedigi oyunu oynatamayacagini anlayinca da Alex'li duzene devam etti.  Ilk sene zaten dusunclerini yapmasi cok zordu. Ikinci sene de sike olayi tekrar Kocaman'i Alex'li duzene mahkum etti. Kocaman ilk kez bu sene kfasindaki kurguya uygun isimler transfer etti. Kuyt ve Krasic bu yapinin en onemli taslari. Kuyt'un transferine bizzat kendisinin gitmesi de bunun kaniti. Hatta Kuyt'u Alex'in yerine takimin liderligi icin dusundugunu tahmin ediyorum. Kocaman bu sene yumusak bir gecis yapmak istiyor. Alex'e de gecen senelere gore daha az sans vererek takimi gelecek yil Alex'sizlige alistirip istedigi kurguyu kurmak istiyor.

Kabul edersiniz veya etmezsiniz, Kocaman'in kafasinda bir oyun plani var ve transferleri buna gore yapti. Yavas yavas da bu sisteme gecmek istiyor. Nedir bu sistem? 4-3-3 un agirlikta oldugu, fizik acidan daha guclu ve agresif, hizli hucum eden ve sert bir takim. Transferler de buna gore yapildi. Bunun yaninda Alex'ten de olabildigince yararlanmak istiyordu. Ta ki Alex'in kiskansclik aciklamasina kadar.

Alex taraftar icin cok ozel bir oyuncu ve muthis bir kredisi var. Bu kredinin verdigi guvenle de cok cesur aciklamalar yapiyor. Yalniz bu kez baltayi tasa vurmusa benziyor. Yazdigi tweet'i silip yalanlamasina ragmen, yani donus yapmasina ragmen Kocaman affetmedi kendisini. Alex'i her ne kadar cok sevsem de, bu konuda haksiz duruma dustugunu soylemeliyim. Sonucta Kocaman Alex'in patronudur ve calisanlar patronlarina uymak zorundadirlar sevmeseler bile. Istemiyorsa da yonetimle konusur ve takimdan ayrilir. Alex bir manada hakli iken, yaptigi aciklama ile haksiz duruma dusmustur.

Kocaman'in kendisine kiskanc diyen birisini kadro disi birakmasi cok normal. Aziz Yildirim'in da tam yetki verdigi Kocaman'in arkasinda durmasi normal. Ama sanki bu destegi biraz abartip yanlis yapti. Mactan sonra yaptigi aciklamada profesyonellikten bahsetti ve kulupte bu tarz seylere izin vermeyecegini soyledi. Halbuki mac icerisinde kulup baskaninin mikrofonu eline alip taraftara yon vermesi takimin kurumsal kimligine hic yakismadi. Baskannin mac oynanirken orda ne isi var. Varsa bir mesajin mactan sonra konusursun veya kulupten bir aciklama yaparsin. Ayrica taraftar bir musteridir ve kulubu ayakta tutan yegane kitledir. Taraftar istedigini elestirme istedigini de ovme hakkina sahiptir. Buna futbolcu, teknik direktor ve baskan da dahildir. Hic kimsenin taraftari yaptigi elestiriden dolayi fircalamaya hakki yoktur. Bu da kesinlikle unutulmamalidir.

Peki bundan sonra ne yapilmali. Alex Fenerbahce'de 8 yilda inanilmaz isler yapip tarihe daha simdiden adini yazdirmistir. Oyle bir hamleyle atilip silinecek bir oyuncu degildir. Bunu taraftar affetmez ve ne yonetim ne de teknik kadro o koltukta kalamaz. Bunun bilincinde olan Yildirim, Alex ile konusup bu isi tatliya baglayacaktir. Kocaman da olgun bir insandir ve Alex'i tekrar kadroya alip oynatacaktir. Kendisi hakkinda ileri geri konusan Santos'u nasil geri kazandigini hatirliyorsunuzdur. Cok onem verilen Moskova maci oncesi bu mesele halledilip maca sorunsuz bir sekilde cikilacaktir. Alex de Fenerbahce'yi cok seven bir oyuncudur ve bu isi uzatmayacaktir.

Sonuc olarak bence Alex son sezonunu yasiyor Fenerbahce'de. Bu olay bence donum noktasi olacak ve sezon sonuna kadar sorun rafa kaldirilacak. Alex patronuna gereken saygiyi gosterecek, kulup de Alex'e gereken vefayi gosterecektir. Sezon sonunda da yollar mutlu bir sekilde ayrilacaktir.

Saturday, August 11, 2012

Yildirim icin GITME Vakti..

Uzun bir suredir yazilarima ara vermistim. Aykut Kocaman'in klasiklesmis ifadesiyle 3 Temmuz'dan beri yasanan surec beni futboldan ve yazmaktan soguttu. Surecin her ne kadar kotu yonetilse de su asamada bittigini dusunuyorum, ve bu sene temiz ve guzel bir lig olacagini dusunuyorum. Galatasaray ve Fenerbahce'nin yaptigi etkili transferler, iki takimin da Avrupa'da olacak olmasi insani heyecanlandiriyor. Dolayisiyla yazilarima tekrar baslamaya karar verdim.

Aslinda yazilacak cok sey var. Transferlerin analizi, Super Kupa, Vaslui macerasi ve Spartak Moskova eslesmesi, vs. Ama herseyden once son bir yilda futbolu kirletip bizi en buyuk eglencemizden sogutan Aziz Yildirim ve ekibi hakkindaki dusuncelerimi paylasmak istiyorum.

Aziz Yildirim'in baskan oldugundan beri yaptiklari; tesislesme, kulubun ekonomik olarak guclenmesi, havuz sistemine katkilari gibi konularda basarisi siklikla dile getirildi ve hemen herkes bu konularda hemfikir. Gerci sportif basari konusunda, ozellikle futbolda ayni seyleri soylemek zor. Ama bunlari bilinen seyler ve tekrar etmeye gerek yok. Uzerinde durmak istedigim konu bu basarilarin hepsini goturecek kadar buyuk  olan sike meselesi. Ne yazik ki Aziz Yildirim ve etrafindaki birkac kisi Fenerbahce'ye onarilmasi cok buyuk darbe vurdular. Yonetim kurulu demiyorum, cunku bu islerin icinde yonetimden cok az kisi var. Gerci onlar da Aziz Yildirim'a sahip cikarak ise ortak olmus oluyorlar, ama gecen seneki durumda kendilerinden daha farkli bir tavir beklemek de haksizlik olurdu. Dusene bir tekme de sen vur pozisyonuna dusmeyi ve milyonlarca taraftari karsisina almayi kimse goze alamazdi.

Bir yildir surdurulen, mahkeme karari olmadan suclu degiliz savunmasinin yerini Yargitay'dan gelecek karari beklemeliyiz aldi. O karar gelince de eminim ki Avrupa Insan Haklari mahkemesine gidilecek ve ordan medet umulacak. Her ne karari verilirse verilsin, insanlarin vicdaninda karar coktan verildi bence. Bu saatten sonra sike olmadi, biz temiziz safsatalarina akli vicdan sahibi kimsenin inanacagini sanmiyorum. Bunlari soylerken, Fenerbahceli teknik kadro ve futbolcularin temiz olduguna, ciddi bir alin teri akittiklarina ve sampiyonlugun da en az Trabzonspor kadar hakedildigine, o sezonki tum maclari izlemis biri olarak inaniyorum. Ama bu Aziz Yildirim ve ekibinin yaptigi hatayi temizlemez.

Akli selim dusunen insanlar basindan beri Aziz Yildirim'in milyonlarca taraftari nasil manipule ettigini goruyorlar. Ama bu meseleye oyle bir mucadele ve Fenerbahce'ye oynanmis bir oyun susu verdiler ki, kimse de cesaret edip bu insanlari elestiremiyor. Aziz Yildirim bu olayi kendi acisindan cok iyi yonetti. Basindan beri taviz vermedi ve yansittigi mucadele ruhu ile milyonlarca taraftari arkasina aldi. Durum boyle olunca da basin ve kamuoyundan da kimse onun uzerine gitmeye cesaret edemedi. Sonucta Fenerbahce cok buyuk bir pasta ve bu pastadan faydalanan bir suru insan var (yoneticiler, eski futbolcular, spor yazarlari, teknik kadro, vs.). Kimse camiayi karsisina alip bu pastadan omur boyu men edilme riskini goze alamiyor. M. Ali Aydinlar'in omur boyu baskanlik yolunun nasil kapandigini biliyoruz. Aziz Yildirim'in kurdugu bu imparatorluk cogu insani sindirmis durumda malesef. Ozellikle Fenerbahce kamuoyundan, basindaki kalemlerden bahsediyorum. Halbuki Yildirim'in savunmalarina bile bakildiginda olayin ne kadar vahim oldugu anlacilacaktir. En basinda beri Yildirim'in en guclu argumani, baska kuluplerin de sikeye bulasmis oldugu tezi idi. Son yapilan genel kurulda da 30 yil onceki olaylara deginmesi ve orda yapilmis sikeden medet ummasi inanilir gibi degil. Ben sike yaptim ama onlar da yapti savunmasi aslinda bir itiraf tasiyor icinde.

Bu durum beni bir Fenerbahce taraftari olarak cok rahatsiz ediyor. Bence yapilmasi gereken ilk gunden istifa edip kulubun onunu acmakti. Aziz Yildirim kendisi acisinda cok akilli bir taktikle olayi Fenerbahce'nin meselesi haline getirdi ve neredeyse kahramana donustu. Dusunebiliyor musunuz, sike olayindan hukum yemis biri olarak ciktigi cezaevinden kahraman olarak karsilaniyor. Bu sekilde yuzlerce insani mahkeme kapilarina getirebilen kac kisi var Turkiye'de. Malesef bir suru insan da bu tuzaga dusuyor. Kimdir Aziz Yildirim? Onun Fenerbahce'ye verdiginden cok daha fazlasini Fenerbahce ona vermistir. Fenerbahce baskani olmasaydi kim yuzune bakardi simdi, mahkeme uzerinde boyle bir baski olusabilir miydi, yuzlerce insan onu karsilamaya gider miydi, kendisi hakkinda bu kadar haber yapilir miydi?

Sonuc olarak Fenerbahce'ye uzun sure unutulamayacak cok ciddi bir darbe vurulmustur. Bu darbenin cezasini cekecegine, Aziz Yildirim bu olaydan kahraman olarak cikmistir. Kulubu bu hale getiren insanlarin hala kulubun basinda ve herseye hakim olmasini hazmedemiyorum. Yapilan flas transferlerle taraftar uyutulmaya calisildi ve basarili da olundu. Ama Fenerbahce taraftarlarinin buna bir son demesi gerekiyor. Tabi bunda basindaki cesaretli kalemlerin ve yonetime aday olabilecek insanlarin da kamuoyunu yonlendirme konusunda ataga gecmeleri de cok onemli. Ben inaniyorum ki hala akli selim dusunen ve Aziz Yildirim'in Fenerbahce'nin basinda gitmesini isteyen sessiz bir cogunluk var. Yildirim hapisteyken yapilacak herseyin bir linc operasyonu gibi gosterilecegini biliyordum ve  insanlarin dusene bir tekme  vurup Fenerbahce'yi zor durumda birakmak pozisyonuna dusmek istemedigini de anliyordum. Ama bu toz duman dinmisken umarim birileri cikar ve bi kivilcimi atesler ve olusacak kamuoyu baskisi sonucu da Fenerbahce temizlenir.

Bu yazinin bu kivilcima katkisi olmayacagini bildigim halde dusuncelerimi yazmak istedim. Bu yonetim gitmedigi surece Fenerbahce dusman kazanmaya devam edecek ve bundan kulup zarar gorecektir. Gecen sezon son macin ardindan yasananlar ortada. Yildirim tansiyonu yukseltmeyi birakmayacaktir, cunku tansiyonun yuksek olmasi kulubu etrafinda toplamasina yardimci olmakta ve kendisini dokunulmaz kilmaktadir. Federasonun'nun yapamadigini Fenerbahse taraftari kendisi yapmali ve kulubu sikeye bulasanlardan temizlemeli ve bu duruma bir son vermelidir. Umarim sessiz cogunluk harekete gecip bu komediyi sonlandiri ve Fenerbahcemiz kendisine layik yeni yoneticiler tarafindan yonetilmeye baslanir.

Not: Turkce karakterler yurt disinda oldugum ve klavyedeki farkliliktan dolayi cikmamaktadir.

Monday, April 18, 2011

Yildirim neden sahaya iner?


Cok heyacanli ve keyifli bir maci 3 puanla kapatarak cok onemli bir galibiyet aldi Fenerbahce. Mac ile ilgili soylenecek cok sey var, ama macin ardindan yonetici Mosturoglu'nun yaptigi aciklama ile baslamak istiyorum. Malumunuz, golun ardindan nedenini tam bilemedigim bir sekilde Antep kulubesi ve tribunler arasinda bir elektriklenme oldu. Bunun uzerine ortaligi sakinlestirmek icin yonetim asagi sahaya indi. Yonetici Mosturoglu mactan sonra yaptigi aciklamada, saha kapatma cezasi almamak icin asagi inipolaylari sakinlestirmeye calistiklarini ifade etti. Norrmal gorunebilir basta, ama icinde cok ciddi bir vahseti iceriyor bence. Mosturoglu'nun sozlerinden,tek dertlerinin Fenerbahce oldugu ve saha kapatma cezasinin olaylari engelleme icin tek sebep oldugu anlasiliyor. Yani ordaki insanlarin can guvenligi, misafir takima saygi, hosgoru gibi kavramlar nedeni ile degil de, sirf ceza almamak icin o yatistirma cabalari. Pekikameralarin ve gozlemcinin gormeyecegi bir ortamda, misafir takima yapilacak herhangi bir saldiriyi da ayni ictenlikle onlemeye calisacaklar miydi acaba? Haftalardir kufur edilmemesi icin de ayni arguman kullaniliyor. Olayin yanlis oldugu uzerinde degil de, ceza uzerinde duruluyor. Olayin bir tarafinda kulubu yoneten insanlarin insani temel ddegerleri degil de cezayi referans almalari cok uzucu. Diger taraftan da insanlarin genel manada ancak cezadan anladigi da utanilacak baska birsey. Velhasil golden sonra yasananlar Turk futbolu ve Turk insani adina gercekten utanc vericiydi. Umarim bu zihniyet degisir ve daha cagdas bir yonetim ve taraftara sahip oluruz. Bunun tabi tepeden baslamasi gerek.

Maca gelecek olursak Fenerbahce onceki haftaki ayni dizilisle cikti sahaya. Bence Christian kenara alinip, Dia ile baslamaliydi. Caner'in iyi oyununa ragmen bunu iddia ediyorum.   Fenerbahce genelolarakmacin hakimi ve gol arayan tarafti. Macin sonuna kadar da surdu bu sekilde ve uzatmada da olsa Fenerbahce golu buldu. Oyundan daha detayli bahsedilebilir, ama maca damgasini vuran hakemdi. Fenerbahce'nin ilk yari iki net penaltisini vermeyerek maci icinden cikilmaz bir hale soktu. Verdigi diger kararlarda da geneldde tutarsizdi. 

Gaziantep'in inanilmaz hirsi ve mucadelesi de dikkat ceken baska bir husustu. Tabiki maksimum duzeyde oynamalari gerekiyor,ama bu biraz da dusmanligi cagristiriyordu. Hakemin ve Gaziantep'in genel tavrini hizla yukselen Fenerbahce dusmanligina bagliyorum. Ulkemizde genel olarak basariliyi cekememe sendromu vardir.    Buna uzun yillardir yoneticilerin antipatik davranislari da eklenince ortaya Fenerbahce dusmanligi ortaya cikti. Gecen sene tum Turkiye Bursa'yi desteklerken,bu sene de ayni durum Trabzon icin gecerli. Bu psikolojik etken otomatikman hakemleri de etkiliyor. Ayrica Fenerbahce lehine yapilan hatalarda ortalik inlerken, Fenerbahce aleyhine yapilan hatalarda ise Fenerli yazarlar disinda ses cikaran olmuyor. Dolayisiyla hakem de ikilemde kaldigi pozisyonlarda Fenerbahce aleyhine caliyor daha az tepki alacagini bildigi icin. Rakiplerin hirsi da yine bu Fener dusmanligiyla aciklanabilir.  Fenerbahce yonetiminin bu dusmanligikirmak icin uzun vadeli stratejiler gelistirmesi gerekiyor, yoksa kulup daha cok sampiyonluk kacirir.

Futbol takiminin oyunundan genel olarak memnunum. Sampiyonlugu cok istiyorlar ve cok mucadele ediyorlar. Bence Trabzon da Fenerbahce de sampiyonlugu hak ediyor. Kaybedene yazik olacak. Fenerbahce'de inanilmaz bir stres ve panik var. Gecen senelerde kaybedilen sampiyonluklarin etkisi ile, gol gelmeyince herkes panikliyor. Bunu asabilirlerse son 5 maci kazanabilirler. Trabzonspor'un puan kaybedecegini dusunuyorum. Fenerbahce eger bu son 5 maci kazanabilirse, sampiyonluga ulasacaktir.

Sunday, April 10, 2011

Fener Ikinci Seriye Basladi


Fenerbahce kendisi icin cok onemli olan ve zor gorunen Eskisehir macini 3 golle kazanip, sampiyonluk yolunda cok kritik bir viraji gecti. Yabanci kontenjanindan dolayi kadro seciminde zorluk ceken Kocaman,bu hafta Caner'i oynatarak surpriz yapti. Caner attigi gol ve gosterdigi iyi performansla hocasini mahcup etmedi.
Yine de Kocaman'in baska planlari da dusunmesi gerekiyor Dia ve Stoch'u kullanabilmek icin. On liberoda Christian'in yerine Gokay veya forvette Niang'in yerine Semih her zaman kullanilabilir. Fenerbahce'nin kadrosunda bu derinlik var.

Maca geleek olursak, Eskisehir'in erken buldugu gol, maci cok zor bir hale getirdi. Christian'in metrelerce Alper'e eskortluk etmesi dikkatlerden kacmadi. Golun hemen arkasindan Alex'in iki asistiyle  bulunan goller macin havasini degistirdi. Bu gollerde Eskisehir stoperlerinin yaptigi hatalar Fenerbahce adina buyuk sansti. Ilk yarida Alex ile bulunan iki pozisyonunun gol olmamasi, macin kopmasini engelledi.

Ikinci yari baskili oynayan Eskisehir, ama pozisyonlari bulan Fenerbahce'ydi. Hizli ataga cikamama ve Niang'in etkisizligi sonucu 3. golbir turlu gelmedi. Batuhan'in kafasi direkten donmese, Fenerbahce'nin basi yine cok agrayacakti. Gecen haftalarda da bahsettigim gibi, Kocaman'in 84. dakikaya kadar takima mudahale etmemesi yine yanlisti. Ozellikle Semih'in bu kadar gec oyuna alinmasini anlayamiyorum. Semih bu ligdeki en efektif oyunculardan. Niang 137 dakika basina 1 golatarken, Semih 87 dakikada bir gol atmis. Bu kadar verimli bir oyuncudan bu kadar az faydalanilmasini dogru bulmuyorum.

Her zamanki gibi Semih oyuna girdi ve golunu atarak Fenerbahce'yi rahatlatti. Atilan 3 golde de Alex'in imzasi vardi. Son golde Gokhan'in yaptigi bindirme, topu kontrol edisi ve Semih'e yaptigi asist harikaydi. Lugano da ilginc bir sekilde ileriye cikti ve guzel paslar verdi, ama kaptirdigi toplar da tehlike yaratti.  Onun disinda ortalama bir oyunla cok onemli bir uc puan alindi. Zorlu seride geriye sadece Gaziantepmaci kaldi. Omacin da alinmasi durumunda Fenerbahce'nin isinin kolaylasacagini dusunuyorum.

Sunday, March 20, 2011

Aslantepe Fener'le erken tanisti


Heyecanla beklenen derbide gulen taraf favori Fenerbahce oldu. Derbilerde iddia edilen "Favoriler kaybeder" klisesi degil de, "Ihtiyaci olan kazanir" soylemi gerceklesti. Fenerbahce son haftalarda uyguladigi sok baskiyi bu macta yapamadi. Birakin sok baskiyi, ilk yari neredeyse top yapamadi ve Ozerin sutu disinda da kaleyi hic bulamadi. Kocaman'in Stoch-Dia yerine Christian tercihi de bu oyunda cok etkili oldu. Bunun aksine Cimbom cok istekli basladigi macta Santos'un ikrami sonucu Kazim ile golu bulunca, takim da seyirci de havaya girdi ve maci alacaklarina inandilar. Bu surecte ikinci golu bulamamalari Fenerbahce adina sansti.

Ikinci yari Semih ve ardindan Stoch'un girmesiyle Fenerbahce daha iyi pas yapmaya ve topa daha cok sahip olmaya basladi. Buna ragmen Cimbom'un iyi savunmasi sonucu pozisyon bulmakta zorlaniyorlardi. Imdada yine bir duran top ve Semih-Alex isbirligi girdi ve beraberlik yakalandi. Bu kadar kotu bir oyun sonrasi Fenerbahceliler beraberlik icin dua ederken, Alex'in Hakan Sukur'vari muthis kafa golu ile one gecilmesi klasik bir derbi galibiyetine de zemin hazirladi.

Galatasaray'in bu sezon hicbir maci cevirememis olmasi guvensizligin en buyuk gostergesi. Fenerbahce'ye karsi gosterilen basarisizlik da bu panigin, 2. golu bulamayasin baska bir nedeni. Muthis stad ve seyirci avantajina, one gecmelerine ragmen maci alamamalari buyuk sanssizlik. Cok kotu gecen bir sezonda, yeni stadinda ilk yenilgisini Fenerbahce'den almasi, bu kadar kotu seyin ustune tuz biber oldu.

Sonuc olarak macin hakki beraberlikti diyebiliriz, hatta Galatasaray'a daha yakin oldugunu soylememiz de abarti olmaz. Fenerbahce biraz sansi, biraz sakinligi, ve tabiki yildizlariyla bu maci aldi ve sampiyonluk yolunda zor bir engeli daha asmis oldu. Alinan bu galibiyet doyasiya kutlanmali ve sevinilmeli, ama bu kotu oyun tekrar edilirse takimin basi cok agrir.

Mactan birkac detay..

1. Santos'un savunmadaki zaafiyeti yine sorun oldu. Ama bu artik en azindan sorumsuz degil. Ilk golden sonra arkadaslari sevinirken topu alisi ve santraya kosusu, 2. golde de sevince katilmamasi sucluluk duygusunun bir eseri olsa gerek.

2. Ozer bir turlu patlama yapamamasi dolayisiyla cok elestiriliyor ve kismen ben de katiliyorum bu elestirilere. Buna ragmen gosterdigi mucadele takdire sayandi. Fenerbahce'nin en ciddi iki pozisyonunda onun imzasi vardi, ama cerceveyi bulamadi. Ayrica, takimin acik ara en cok kosan futbolcusu da o idi.

3. Gokhan yine her zamanki gibi cok iyiydi. Son dakikada bile kontra ataga cikip kaleci ile karsi karsiya kalacak kadar diri ve hirlsi idi.

4. Toplamda Galatasaray'in 5 km fazla kosmus olmasi da ilginc bir istatistikti. Maci cok istediler, ama olmadi.

5. Vee Kazim. En onemli seyi en sona biraktim. Attigi golden sonra Fenerbahce yedek kulubesine yaptigi hareket cok cirkindi. Yillarca formasini giydigi ve kendisine defalarca sans veren takimina bunu yapmasi karakterini gosterdi. Fenerbahce'nin maci kazanmasi da kendisine en guzel cevap oldu. Galatasaray'a da bu vesileyle tekrar hayirli olsun bu transfer diyorum. Tepe tepe kullansinlar...

Sunday, February 20, 2011

10 Dakkada Besiktas!


Fenerbahce ikinci devreki yukselisini Inonu'de Besiktas'i devirerek devam ettirdi. Boylelikle ust uste altinci macini  kazanarak mac fazlasiyla liderlige oturdu. Fenerbahce artik klasiklesen erken gol ile basladi maca. Bundan sonra da ilk 30 dakika cok ciddi bir ustunluk kurarak bircok gol pozisyonu uretti. Ozellikle sol kanatta Dia-Santos islerligi, Ekrem'i cok zor durumda birakti. Ama gecen haftalarda bahsettigimiz gibi, bu baski sirasinda maci koparacak skoru bulamadi Fenerbahce. Kendine gelen Besiktas, etkili ataklar yapmaya basladi ve golu hic kimsenin beklemedigi bir isimle buldu. Ekrem topu oyle bir noktaya gonderdi ki, Volkan'in yapabilecegi hic birsey yoktu.

Ikinci yariya da bu golun morali ve taraftar destegiyle baslayan Besiktas 2. golu bulmakta gecikmedi. Golu son gunlerde  sikca konusulan bir isim olan Toraman'in atmasi manidardi. Almeida'nin cok net pozisyonunun Volkan tarafindan cikarilmasi kirilma ani olarak gosterilebilir, ama ilk yari da Fenerbahce'nin direkten donen topu ve Rustu'nun kurtarislari da macin erken kopmasini engelledi. Fenerbahce adina umutlar azalmisken Ferrari'nin yaptirdigi penalti ve gordugu kirmizi kart macin ibresini Fenerbahce'ye cevirdi. Lugano'nun Fenerbahce icin ne kadar onemli bir oyuncu oldugu yine ortaya cikti. Mac boyu Ferrari'yi o kadar rahatsiz etti ki, bu penalti onun eseri denilebilir. Daha sonra 10 dakikada Alex'ten gelen 3 gol, Besiktaslilar'i bir haftada 3. kez kahrediyordu. On kisi kalmis Kartal'in yapabilecegi de pek birsey yoktu. Son dakikalar da Fenerbahce'nin ortada sican misali top dolastirmasi ile gecti. Hatta isi o kadar abarttilar ki, gol pozisyonu yakalayabilecekleri duumlari bile pas yapmak ugruna degerlendirmediler.

Fenerbahce adina cok fazla soylenecek birsey yok. Son haftalardaki klasiklesmis kadro ve format ile basladilar oyuna. Mucadele olarak da iyiydiler ve gecmis haftalardakine benzer bir performans sergilediler. Istikrarli cikislarini surdurduler ve hakli bir galibiyet aldilar.

Besiktas'i cok takip etmesem de bir suru soru isareti biraktilar aklimda.

1. Ibrahim'lerin kavgasindan sonra Uzulmez takimdan kovulmus, Toraman da yedek kalmisti. Camia icin cok onemli bir mac olan Kiev mucadelesinde yedek kalan Toraman bugun neden ilk 11deydi? Madem oynatilmasinda bir sakinca yok, Kiev macina yazik olmadi mi?

2. Haftalardir istikrarli bir sekilde orta sahada oynatilan Aurelio yerine, haftalardir yuzune bakilmayan Necip'in oynamasinin hikmeti nedir?

3. Bir takimda savunmanin gobeginde ve en son adam olduklarindan, stoperler kirmizi kart gormesi en muhtemel oyunculardir. Besiktas'in boylesine onemli bir macta nasil yedek stoperi olmaz?

4. Besiktas taraftarinin Uzulmez konusundaki tavrini merak ediyorum. Uc gunde alinan iki yenilgi olmasa, deli Ibrahim'i hatirlayacaklar miydi?

5. 4 gol yemesine ragmen bir suru kurtaris yaparak basarili bir performans gosteren Rustu neden 3. kaleci durumuna dustu?

Velhasil suan Besiktas, facia bir sezon geciriyor denilen Galatasary ile ayni puanda ve  averrajla altinci sirada. Bana kalirsa bunun en temel nedeni yillardir hatalarindan ders cikarip yonetim anlayisini gelistiremeyen Demiroren'dir. Bi gidisle Besiktas ve Galatasary'dan en az biri Avrupa kupalarina katilamayacak ve buyuk bir ekonomik kayiba ugrayacak. Schuster dedigi gibi ciddi kararlar alirsa ve gelecek seneyi dusunmeye baslarsa iyi olur. Tabi yonetimin de Schuster ile devam edip etmemeye acilen karar vermesi lazim, cunku bu sene icin kupa disinda bir hedef kalmadi.

Sampiyonluk yarisi ise kizisiyor. Fenerbahce gitgide agirligini hissettiriyor ve onunde ikisi Kadikoy'de olmak uzere uc Anadolu maci var. Kagit ustunde kolay gorunen bu maclar kazanilirsa sansi cok daha fazla artar. Trabzon da sonuna kadar birakmayacaktir yarisi tabi ki. Bursaspor da kolay epes etmeyecektir, ama gidisatlari pek iyi gorunmuyor. Trabzon-Fener kapismasi izleyecegiz muhtemelen. Bakalim 1996'da Gunes'in elinden futbolcu olarak sampiyonlugu alan Kocaman, bu sene de ayni isi teknik direktor olarak yapabilecek mi?

Monday, February 14, 2011

Q7 degil, K7



Fenerbahce usutuste 5. ikinci yaridaki de 4. macini kazanarak averajlada olsa ikincilige yerlesti. Zorluk derecesi yuksek gorunen mac beklenenin aksine rahat gecti. Bunda erken gelen golun etkisi var tabiki, ama o gol olmasa bile Fenerbahce bu aksamki maci kazanacagini en bastan belli etti. Cok onemli bir engeli daha asan Fenerbahce, bu hafta oynayacagi Besiktas macina daha rahat cikacak. Alinacak bir beraberlik bile takimin isine yarayacak. Bu rahatlik olumlu yansiyabilecegi gibi, takimi rehavete de itebilir. Umarim Kocaman bunun tedbirini alir ve son haftalardakimucadele devam eder.

Sok Baski
Fenerbahce sik sik yaptigi gibi yine sok bir baski ile basladi maca. Cok gecmeden de bu baskiile gelen hata sonucu golu buldular. Fenerbahce bu sok baski isini cok iyi yapiyor. Bu sene Trabzon maci ve gecen sene Besiktas maclarinda da ayni sok baski ile erken goller bulup maci almislardi. Bu maca oyle basladilar ki uuzun sure Kayseri kendine gelemedi.

Baski konusunda gosterilen basarinin son paslarda gosterielememesi ikinci golu bulmasini engelledi takimin. Hlbukiobaski esnasinda ikinci gol bulunabilse,mac oracikta bitecekti. Bu nedenle Fenerbahceliler rahatlamak icin Lugano'nun golunu beklediler. Macin genelinde bu final paslarindaki eksiklik bariz goruldu. Bu macbelki cok problem olmadi, ama onlem alinmazsa Fenerbahce'nin basi agrayabilir ilerleyen haftalarda. Ozellikle Niang'i cok basarisiz buldum bugun, bir golatmasina ragmen. Bircok pozisyonda final paslarini yanlis yapti ve kaleci ile karsi  karsiya kalabilecegi pozisyonlari da yavasligindan dolayi ezdi. Bu konuda son haftalarda bir dusus icerisinde. Fizik olarak iyi durmuyor. Bence oyundan cikartlimaliydi ve Semih ileri gecmeliydi ikinci yarinin baslarinda. Bu sekilde israr takima da Niang'a da zarar veriyor.

Kocaman'in ilk 11secimi son derece dogruydu. Yabanci hakkini Dia'dan yana kullanmasi, Ozeri kanada almasi olumluydu. Ozer de fena oynamadi ve kanatta her zaman alternatif olabilecegini gosterdi. Selcuk da Emre'nin yegane partneri oldugunu iyi oyunuyla ispatladi. Topuz'un muthis performansi devam ediyor, ilk golun asisti de yine ondan geldi. Lugano bu sezon 5. golunu atti ve savunmada da kusursuzdu. Alex durgundu bugun, ama buna ragmen takimin rahat bir galibiyet almasi cok onemliydi. Dia da fena oynamadi, ama savruklugu devam ediyor. Biraz daha derli toplu oynasa muthis bir silah olacak Fenerbahce icin.

Son olarak Fenerbahcenin kalitseinden bahsetmek istiyorum. Son zamanlardan takimlardaki golu dusunen, ayagi pas yapan oyuncu sayisi siklikla tartisiliyor. Daha defansif mi (kimisi daha kazma diyor), daha ofansif futbolcu tercihleri basariyi getirir tartismalari yapiliyor. Ozellikle Hagi'nin Sabri ve Neill'i orta sahada oynatmasi  cok elestiriliyor. Bugun Fenerbahce'de ayagi pas yapabilen, golu dusunen, kaliteli ayaklara sahip tam 7 oyuncu vardi (Niang, Alex, Dia, Ozer, Santos, G. Gonul. Topuz). Bu oyuncularin hepsi ne yaptigini bilen, adam eksiltebilen, kaliteli ayaklar. Ki bunlarin bazilarinin defans yonu de guclu. Bu tercihi cok cesur ve dogru buluytorum. Fenerbahce'nin cok gol yeyip yenildigi zamanlar da olacaktir ama bu oyun kurgusuyla keyif verecegini ve basarili olacagini dusunuyorum.  Turkiye'de hicbir takimda oyunun iki yonunu birden oynayabilecek bu kadar oyuncu yok ve Fenerbahce bunun avantajiniiyi kullanmali. Yani ozetle mesele Q7ye sahip olmak degil K7 sahip olabilmek ve takim olmak.