Monday, December 13, 2010

Mehter Takimi!


Fenerbahce bu sezon ikinci defa, ust uste 4. macini kazanma sansini kaybetti. Yani geride kalan 16 haftada, Fenerbahce'nin ust uste galip geldigi mac sayisi uc. Bana kalirsa bu macin kazanilip (son hafta Kadikioy'de Sivas'i rahat gececegini varsayiyorum) bes maclik seri yakalanmasi, ikinci devre icin buyuk guven getirecekti takima. Ama ne yazik ki, Fenerbahce 2 ileri 1 geri gitmeye devam ediyor, ve aradaki puan farki 9'a cikmis durumda. Bu kapatilamayacak bir puan farki degil, ama Fenerbahce ve Trabzon'un su anki performanslari ile bu mumkun degil. Puan farkinin kapanmasi icin ya Trabzon'un dususe gecmesi (ki gececegini dusunuyorum, bu tempoyu uzun sure kaldiramazlar), ya da Fenerbahce'nin vites yukseltmesi gerekiyor. Peki Fenerbahce nasil vites yukseltir?

Fenerbahce Istanbul disinda oynadigi 6 karsilasmada sadece 4 puan alabildi. Bu da gosteriyor ki suanki sistem deplasmanda sokmuyor. Aykut Kocaman'in malesef elinde bir B plani yok. Sokaktaki simitcinin bile ezbere bildigi bir sablon var, ve iceride disarida bu sablon nerdeyse ayni oyuncular ile tekrar ediliyor. Teknik direktorlerin yapacagi en onemli iki is vardir. Rakibi iyi analiz edip sahaya ona gore bir takim ve taktikle cikmak. Ikincisi de oyunu iyi okuyup yerinde hamleler yapmak. Aykut Kocaman'in bu konuda yeterli oldugunu dusunmuyorum. Deplasmanlar icin degisik varyasyonlar uretmesi lazim Kocaman'in. Mesela ikinci yarilardaki dusus artik herkesin malumu. 75. dakikayi beklemeden, ikinci yari basinda degisiklikler yaparak takimin canli kalmasi saglanabilir. Rakibin cok kapandigi (dunku Ankaragucu macindaki gibi) maclarda, Alex'in kilitlendigini farkederek cift forvetli duzenin denenmesi. Rotasyon uygulanmasi; mesela Niang son 3-4 mactir cok formsuz. Dunku maca Semih ile cikilabilirdi. Bu Niang'in uzerindeki baskiyi da azaltacaktir.

Kocaman'in sezon basindaki cesaretini kaybettigini de gormemek mumkun degil. Alex'in medyadan, taraftardan, ve yonetimden buyuk destek gormesi, Kocaman'in elini kolunu bagliyor. Bu da Kocaman'in hareket alanini daraltiyor. Yaptigi tek sey kanat oyuncularini degistirmek oluyor (Stoch vs. Dia).

Aslinda dun ilk yari Fenerbahce'nin kotu oynadigini veya mucadele etmedigini soylemek zor. Ilk yari neredeyse tek kale seklinde gecti, ama istenen pozisyonlar elde edilemedi. Her ne kadar Fenerbahce'nin kadrosu cok iyi desek de, bir kalite eksikligi hissediliyor. Son paslarda bir turlu istenen performans sergilenemiyor. Ilk yaridaki durum, bal yapmayan ari gibiydi. Tabi Ankaragucu'nun cok kati defansi ve kotu saha sartlari da Fenerbahce'nin performansini etkiledi.

Fenerbahce'nn bir diger kanayan yarasi da sol bek. Sol bekte, gecen senenin yedegi Wederson bile araniyor. Caner cok iyi niyetli olmasina ragmen bir turlu istenen duzeye gelemiyor. Wederson'un ucretsiz gonderilip, Caner'e 2-3 milyon euro bonservis odenmesi tamamen bir transfer hatasi. Bence devre arasinda Santos'un gonderilip (ancak iyi bir fiyat verilirse, cunku piyasasi olan bir oyuncu), yabanci bir oyuncu alinmasi gerekiyor bu mevkiye. Alinacak oyuncunun defansif yonunun iyi olmasi bence daha onemli, cunku ortanin solunda oynayan Stoch da Dia da ofansif acidan gayet iyiler. Ozer ve Ugur Boral'in da takima donmesi alternatifleri artiracaktir.

Sonuc olarak, Fenerbahce cok kotu oynamamasina ragmen (ozellikle ilk yari), savunmasindaki hatalar ile cok gereksiz bir yenilgi aldi. Devre arasinda Kocaman'in dersine cok ama cok iyi calismasi lazim. Aksi halde Trabzon'u yakalamasi cok zor. Ki Bursaspor da var onunde ve Besiktas da ensesinde. Yani eger bu devrenin ustune birseyler katmazsa Kocaman, ilk 3 bile zorar girer ve Sampiyonlar Ligi de hayal olur. Turk teknik direktor defteri de uzun bir sure tekrar acilmamak uzere kapanir.

Tuesday, November 23, 2010

Ifrat - Tefrit!


Fenerbahce sezon basindan beri devam ettirdigi gidisatini istikrarli bir bicimde devam ettiriyor. Nedir Fenerbahce'nin istikrarla surdurdugu cizgi: Kolay takimlari cerez yeme rahatligiyla gole bog (bu arada teselli armagani niyetine birkac gol yemeyi de ihmal etme), zor takimlara karsi ise en iyi ihtimal beraberlik al! Fenerbahce'nin ilk 13 haftadaki performansina bir goz atalim.

Oynanan mac                 : 13, Galibiyet :7   Beraberlik:3 Maglubiyet:3
Ilk 10 ile oynanan maclar: 7,   Galibiyet :1   Beraberlik:3 Maglubiyet:3
Son 8 ile oynanan maclar: 6,   Galibiyet :6   Beraberlik:0 Maglubiyet:0

Yani Fenerbahce ilk 10 siradaki 9 takimdan (biri kendisi oluyor) 7 si ile oynamis ve sadece 1 galibiyet alabilmis (Antalya'ya karsi), son 8'deki 6 takimla oynamis ve bu maclarin hepsini kazanmis. Simdi bu tabloya iki acidan bakabiliriz. Yillardir ufak takimlara puan kaybetmeyi aliskanlik haline getiren Fenerbahce'nin bu sene bu hastaliktan kurtuldugunu gormek guzel. Ama, yine yillardir derbilerin kesin lideri olan Fenerbahce'nin bu sene hic bir derbi kazanamamis olmasi da dusundurucu. Peki neden bu boyle?

1. Fenerbahce uzun zamandir ilk defa ofansif yonden bu kadar kuvvetli. Niang, Dia ve Stoch gibi 3 kaliteli adam ofansa buyuk katki yapti. Bu 3'luye Alex de eklenince, zayif takimlarin birsey yapma sansi kalmiyor ve bol gollu maclar izliyoruz.

2. Bu kadar ofansif gucu yuksek bir takimin defansinin zayif olacagini tahmin etmek icin kahin olmaya gerek yok. Gecmis yillara gore daha yumusak olan takim, direncli ve zorlu ekipler karsisinda bocaliyor.

3. Transferlerin gec yapilmasi ve takimin gec hazir hale gelmesine neden oldu. Buyuk maclarinda cogunun devrenin ilk yarisinda olmasi da Fenerbahce icin dezavantaj oldu.

4. Gecmis yillarda derbilerden once genelde kotu durumda olan Fenerbahcemaclara yuksek bir konsantrasyon ile cikiyordu. Bu seneki derbilerde bu hirs ve motivasyon gorulmedi.

Fenerbahce zayif rakipler ile oynadigi 6 macta 26 gol atmis (mac basina 4.33 gol), zor rakiplere karsi ise 7 macta 9 gol atmis (mac basina 0.77). Iki grup arasinda bu kadar ucurum olmasi saglikli degil. Yani bir nevi ifrat tefrit meselesi.

Sonuc olarak o veya bu sekilde zirve yarisinda geride de olsa var Fenerbahce. Ama ilk yarinin son 4 maci, Fenerbahce'nin sampiyonluk sansi acisindan cok kritik. Bu 4 haftaan en az 10 puanla ayrilirsa iddiasini 2. devreye tasir. Ben bu konuda umutluyum. Takim gun gectikce oturuyor, devre arasinda 1-2 transfer yapilir, defansa da bir ceki duzen verilirse, ikinci devre takim buyuklere karsi da kok sokturebilir. Ligin zirvesindeki 3 takim (Trabzon, Kayseri ve Bursa) ikinci devre Kadikoy'e gelecekler. Bu da Fener icin bir avantaj.

Buca maci ile alakali cok soylenecek birsey yok. Ilk dakika gelen gol, Alex'in muthis istahi, Buca'nin caresizligi derken mac farka gitti. Fark acildiktan sonra dusulen rehavet ve yenilen 2 gol cok onemli degil bence, ama bu defansin sorunsuz oldugu anlamina gelmemeli. Umarim bu istah IBB macinda da devam eder, cunku o macta bu istaha cok daha fazla ihtiyac olacak.

Son olarak genc Gokay'in oynamasini cok olumlu buluyorum. Bu sene Okan ve Gokay kazanilmali, ki bu Fenerbahce icin milyon dolarlar demek. Yillardir on liberolara harcanan paralar ve gelinen nokta ortadayken, bu mevkiye altyapidan gelen bir gence teslim etmek (tabiki 1-2 yilicerisinde) buyuk kazanc olacaktir. Alex de hakettigi bir sekilde 3000. golu atip Fenerbahce tarihine gecmis oldu.

Saturday, November 6, 2010

Alex - Semih - Gokhan ve GOOL!


Iki haftalik beraberlik serisinin ardindan bugun galibiyetle ayrilmasi cok onemliydi Fenerbahce'nin. Her ne kadar rakip bu sezon cok iyi durumda olmasa da, kolay bir mac degildi. Niangin'in yoklugu, Emre'nin ilk yari sakatlanip cikmasi, Lugano'nun  da kirmizi kart gorup ikinci yari olmamasi, takimin belkemigi 3 futbolcudan yoksun birakti takimi. Buna ragmen takimin mucadelesini ve oyununu cok begendim bugun. 

3. Dakika kazanilan penalti ve gelen gol, macin zevkli gececeginin habercisiydi. Nitekim bu golden sonra Eskisehir'in saldirmasi ve golu bulmasi maci heyecanlandirdi. Fenerbahce'nin bu mac en one cikan 3 isimi hic kuskusuz basliktaki isimlerdi. Iki golun yapimi tamamen ayni 3'lunun varyasyonlari ile geldi. Alex saga Gokhan'a verdi, Gokhan da Semih'e cok guzel pas cikardi ve Semih de son vurusu yapti. Gokhan yaptigi bu 2 asistin yanina bir de gol atarak, maci buyuk bir basariyla tamamladi. Bir sag bek oyuncusundan bir macta boyle bir performans gormek cok nadir rastlanan bir durum. Zon zamanlarda kendisine yapilan elestirilere de en guzel cevabi verdi. Kim ne derse desin, Gokhan Gonul bu takimin 3-4 belkemiginden biridir; dinamizmi, mucadelesi, defansa ve ofansa muthis katkisi ile.

Alex de gecen haftaki guzel performansini bu macta da surdurdu ve onceki yillarin aksine daha fedakar bir oyun tarzi sergiledi. Semih de bu takimin cok onemli bir oyuncusu oldugunu tekrar gosterdi. Bir yedek forvet oyuncusu daha ne kadar gol atabilir ki; elestirenlere duyurulur. Semih oynadigi dakika basina dusen gol miktari acisindan bakildigindan son 5-6 yilin en verimli oyuncusudur bence. Bu macta begendigim diger unsurlar ise; Caner'in muthis fedakar oyunu, Mehmet'in inanilmaz enerjisi ve sutlari (ah bir de gol olsa!), Yobo'nun saglam oyunu.

Gelelim olumsuz taraflara. Su Christian'dan ne zaman kurtulabilecegiz bilmiyorum. Bir oyuncu bu kadar mi pisirik olur. Bir ara ozellikle takip ettim. Paslarinin %80 geriye dogru, geriye kalanlar da yana dogru. Insan hic mi ileri pas atip takimi ileriye tasimaz. Takimin buyuk cogunlugu, onde olduklari zaman bile, ileriyi dusunuyor, ama top Christian'a geldiginde to tekrar geri geliyor. Sonra da istatistiklere bakildiginda pas yuzdesi yuksek cikiyor. Fenerbahce devre arasinda bu oyuncudan mutlaka kurtulmali ve yerine iyi bir onlibero almali. Kizdigim diger bir oyuncu da Lugano. Belki cogunuz Bilica'ya kiziyordur ama bence esas suclu Lugano. Tamam Bilca'nin 2. golde buyuk bir hatasi var ama adamin kapasitesi bu. Bosuna "saatli bomba" demiyorlar. Ama Lugano'nun gereksiz bicimde Sezer ile didiserek takimini 10 kisi birakmasi affedilecek birsey degil, ki daha gecen hafta cezasindan dolayi oynayamamisti.

Dia ve Niang gibi iki oyuncusunun yoklugunda ve Emre'nin de sakatlanarak cikmasina ragmen  oynanan futbol gelecek acisindan umut verici. En cok hosuma giden ozellik de skor ne olursa olsun Fenerbahce'nin golu dusunmesi. Rakip kaleye cekilen 20 sut bunun cok guzel bir kaniti. Onde oldugu anlarda bile bir suru pozisyona girdu takim ve goze hos gelen bir mac seyrettirdi. Bunun yaninda verilen pozisyonlar, yenen iki gol, Stoch'un yeterli katkiyi saglayamamasi, Christian'in el freni olmasi, Lugano'nun vurdumduyma hareketleri dikkat edilmesi gereken konular.


Tuesday, October 26, 2010

Büyü Bozuldu!


Ve sonunda Kadikoy buyusu bozuldu ve Galatasaray 10 yil aradan sonra Kadikoy'den puan cikardi. Cimbomlular hakli olarak bunun sevincini yasadilar ve tribundeki taraftarlar Sabri'nin uclu cekmesiyle costular mac sonunda! Saka bir yana, Galatasaray'in bu mactan puan cikarmasi bence de basari, cunku cok fazla eksigi vardi takimin, ama bunu bir zafermis gibi algilamak ve sevinmek de buyuk bir kulube yakismiyor.

Bir onceki yazimda tahmin ettigim gibi mac beraberlikle sonuclandi ama bu sekilde bir oyun olacagini dusunmuyordum. Galatasaray'in asiri motivasyon ile cok iyi mucadele edecegi belliydi ama ofansif yonde Fenerbahce'den daha etkili olmasi surpriz oldu. Ozellikle ilk yari, etkili pozisyonlara girdiler. Gokhan'in muthis mudahalesi ve Volkan'in kritik kurtarislari olmasa one gecebilirlerdi. Bu mac icin kapasitelerini %100 e yakin kullandilar ve bir puani fazlasiyla hakettiler.

Fenerbahce icin ise olumlu seyler soyleyemeyecegim. Kocaman, cikabilecegi en ofansif kadro ile cikti sahaya (Dos Santos eklenebilir ofansif manada ama yabanci kontenjanindan dolayi bu mumkun degildi). Bu cesaretini takdir ediyorum, ama derbileri genelde orta sahasi guclu olan ve daha iyi mucadele eden takimlar kazaniyor. Bana gore Alex'in yerine Semih ile baslamasi daha dogru olurdu. Ikinci yari yorulan Cimbom'un uzerine Alex'i gonderebilirdi. Ama Fenerbahce'nin ofansif yonde cok kisir kalmasinin esas nedeni bu degil. Galatasaray, Fenerbace'yi resmen oynatmadi. Hemen hemen hicbir atak geriden olgunlasarak gelmedi, cunku Galatasarayli futbolcular 5-6 kisi ile rakip yari sahada pres uyguluyorlardi. Fenerbahce'de caresiz olarak uzun toplarla cikmaya calisti ve bunda da basarili olamadi. Geride de Fenerbahce'nin etkili oyunculari 2li 3lu sikistirmalar ve sert futbolla sindirildi. Neil'in maci kirmizi kart gormeden tamamlamasi cok ilgincti. Elano bile defalarca sert fauller yapti. Bu Hagi'nin belki de takima yansittigi ilk etkiydi. Galatasaray artik yumusak bir ekip olmaktan cikip, tas gibi bir takim haline gelmis. Rakiplerin daha fazla efor sarfetmesi gerekecek bu takimi yenmeleri icin.

Sonuc olarak bu beraberlik Cimbom'a ilac gibi geldi. Yeni teknik direktor, 10 yil aradan sonra Kadikoy'den alinan puan, taraftarlari umutlandirmak icin yeterli. Liderle puan farki cok acilmis olsa da bu lig icin kapatilmasi cok zor bir fark degil.

Fenerbahce icin ise durum farkli. Mactan once yazdigim gibi Fenerbahce bu sene hicbir onemli maci kazanamamisti ve bu maci da kazanamadi. Hem de Besiktas ve Galatasaray ile kendi sahasinda oynayarak. Bu haftaki Bursa maci, bunu kirmak icin buyuk bir firsat. Aksi takdirde Kocaman'in yeterliligi her zaman tartisilmaya devam edecektir ve takimin da tam manasiyla kendine guveni gelemeyecektir. Sakatlar ve cezalilar da dusunuldugunde cok zor bir mac olacak, ama yine de Fenerbahce'nin iyi bir skor alacagini dusunuyorum.

Saturday, October 23, 2010

Fenerbahce-Galatasaray; Bir Turkiye Klasigi

Ligin en zevkli iki macindan biri geldi catti yine. Bu haftaki buyuk derbiden bahsediyorum. Diger zevkli mac da 2. yaridaki buyuk derbi. Besiktasli arkadaslar kizmasin ama Fenerbahce-Galatasaray rekabeti bir farkli oluyor. Futbol kalitesi ile olmasa da heyecani ile ayri bir derbi bu. En basit pozisyonlarda bile daha baska bir heyecanlaniyor, kalende yasanan ufak tehlikeler de bile daha baska bir yuregin agzina geliyor. Cunku bu maca cok onem veriyorsun. Dolayisiyla sonuc ne olursa olsun, bu macin keyfini cikarmak lazim. Hele bir de rakip takimdan birileri ile izlense, bu keyif daha bir katmerli oluyor.


Gelelim takimlarin durumuna. Fenerbahce'den baslayacak olursak, son 3 haftada alinan bol gollu 3 galibiyet ve duzelen moraller. Hersey suan gulluk gulistanlik gorunuyor, ve uzun yillardir belki de ilk defa Fenerbahce bu derbiye bu kadar iyi konumda giriyor (Galatasaray'a nispeten diyorum). Galatasary ise calkantili gecen haftalardan sonra beklendigi gibi teknik direktor degisimine gitti. Bir Fenerbahce'li olarak uzulerek soyluyorum ki Reejkard gitti ve Hagi geldi. Bunu soylemekle beraber, Reejkard'in basarisizliginda sanssizlik faktorunun de cok etkisi oldugunu dusunuyorum. Takimin belkemiklerinden Baros 1 hafta var, 3 hafta yok, Kewel'i gorebilene ask olsun, Arda yine sakat, takimin rengi Keita satildi, dinamo M.Topal gitti, alinan transferlerden hicbiri daha takima katki saglamadi (bu transferlerde Reejkard'in tam yetkisi varsa tabiki suc onda ama...), kaleci sorunu hala cozulemedi. Tum bunlar bir takimi ciddi bicimde etkileyecek faktorler ve Reejkard bunlarin da etkisi ile basarisiz olup gitti. Turk futbolu adina da guzel bir tablo degil tabi. Sonucta Avrupa'da isim yapmis birinin takimdan bu sekilde ayrilmasi imajimiz acisindan cok iyi degil. 


Simdi sirasiyle iki takimin avantajli olduklari noktalari madde madde siralayacagim.


Fener kazanir, cunku;
1. En onemli avantaj tabiki Kadikoy'de olmak. Galatasaray'a karsi Kadikoy'de kurulan ustunluk.
2.  Fenerbahce’nin hizli adamlari Galatasary’i cok zorlayacak. Cunku Cimbom’un defansi guven vermiyor ve cok adam kaciriyorlar.
3. Niang'in form duzeyi. Eger sakatligi tamamen gectiyse, Fenerbahce'nin en buyuk kozu olacaktir. 


Cimbom kazanir, cunku;
1. Yeni teknik direktor, yeni hava demek. Futbolcular inanilmaz hirs ve mucadele ile cikacaklar maca. Bu onlar icin yeni bir baslangic ve kazanmalari durumunda inanilmaz bir ozguven kazanacaklarini biliyorlar. Yani Cimbom'un en buyuk kozu motivasyon.
2. Fenerbahce'nin uzun zamandir ilk defa bu kadar favori gosterilmesi Cimbom icin bir avantaj. Derbilerin iki kurali vardir. Bunlardan biri de favorilerin kaybetmesi.
3. Ikinci kural da daha cok ihtiyaci olanin maci kazanmasi. Bu iki kural da Cimbom'u favori gosteriyor.
4. Fenerbahce bu sene oynadigi hicbir ciddi maci kazanamadi. Avrupda'da hic galip gelemedi ve ligde de Trabzon, Kayseri ve Besiktas ile oynadigi maclardan sadece 1 puan cikardi. Yani kazandigi tum maclari vasat takimlara karsi aldi. 


Gelelim tahminime. Eger teknik direktor degisikligi olmasaydi favorim kesin Fener olurdu, ama simdi durum biraz farkli. Inailmaz bir motivasyon ile cikacaklar maca yeni tekni direktorun havasi ile ve bundan dolayi Kadikoy'den puan cikaracaklarini dusunuyorum, yani benim tahminim beraberlik. Ikinci olarak da tabiki Fenerbahce. Galatasary'in kazanacagina ihtimal vermiyorum.


Ne olursa olsun macin keyfini cikarin, yani Enjoy it!

Saturday, October 9, 2010

Bir devrin Sonu..

Uzun suredir yogunluktan yazamiyorum. Son iki macin uzerinden bayagi gecmis olsa da kisaca suanki izlenimlerimi aktaracagim.

En son Besiktas macindan sonra yazmistim ve Fenerbahce'nin durumu pek ic acici degildi; gerek oyun gerekse de puan acisindan. Iki hafta ustuste kazanmasiyla, Galatasaray'in ve Besiktas'in onue gecti. Ilk hafta kaybedilen puanlar sonrasi felaket tellalligi yapmanin yanlis oldugunu yazmistim, cunku zor bir fiksturu vardi takimin ve ilerleyen haftalarda rakiplerine yetismesi zor degildi. Malesef genelde skor uzerine yorumlar yapildigi icin bunu normal karsiliyorum. Bana kalirsa oynanan oyun, ilerisi icin isik verip vermemesi cok daha onemli. Lig uzun bir maraton ve her an hersey olabiliyor. Bunun orneklerini son birkac yilda bile cok kez yasadik. Simdi gelelim Fenerbahce'de son iki haftada neler olduguna.

1. Yobo'nun takima adapte olmasiyla defansta gozle gorulur bir duzelme var. Caner de, her ne kadar Santos kadar yetenekli olmasa da, genel manada Santos'dan daha iyi savunma yapiyor. Ancak Yobo daha zor maclarda gorev almadi. Bilica'dan iyi oldugu kesin ama yine de birkac mac daha izlemek lazim.

2. Uzun bir aradan sonra ilk defa etkili bir santroforla oynuyor takim. Bana kalirsa kaleciler ve forvetler bir takim icin cok onemlidir. Aradakiler cogu isi yapsa da son noktayi bu ikili koyar. Niang oynadigi 6 macta 7 gole ulasti, hem de alisma devresinde. Bu sene gol krali olmasi hic surpriz olmaz. Umarim sakatlik yasamaz.

3. Son haftalardaki en belirgin degisiklik Brezilyalilar'in takimda daha az yer almaya baslamasi. Gecen sene takimda 7 tane Brezilyali oyuncu vardi. Bunlarin ucu (Carlos, Wederson, Deivid) gonderildi ve cok ilginc bir sekilde, Kasimpasa macinin ikinci yarisinda takimda sadece 1 Brezilyali vardi (Alex). Ve o devreyi Fenerbahce hic gol yemeden 3 gol atarak bitirdi.

Brezilyalilari izlemeyi herkes sever ama disiplin ve sureklilik acisindan sorunlari var. Fenerbahce'de Alex haricindekilerin profesyonellik anlaminda sikintilari var. Arsen Wenger'in onlara alakali soyle bir sozu var; "Bir takima 1 Brezilyali sart, 2. Brezilyali faydali, 3. ise zararli". Yani takimdan tamamen gonderilmeleri yanlis olur ama gecmisteki gibi kumelenmeleri de hic dogru degil. Bana kalirsa transferler agirlikli olarak Avrupa'dan olmali, cunku belirli bir alt yapi veriliyor Avrupa'da, yani bir standart var. Profesyonellik anlayisi da daha guclu.  Daha sonra da araya birkac Guney Amerika'li serpistirilmeli.

4. Gecen sene sokaktan gecen bir cocuga dahi sorsaniz Fenerbahce'nin ilk onbirini sayardi. Bunun tabiki istikrar acisindan faydasi var, ama takim ici rekabeti oldurdugu de gercek. Takimin bel kemigi denilen bazi yerlerde sabit isimler olmali, ama onun disinda rekabet olurturabilmeli teknik adamlar. Kocaman, bunu basarabilmis gorunuyor. Ozellikle yabanci sinirlamasi dolayisiyla en az iki yabanci yedek kaliyor ve diger oyunculara forma sansi doguyor. Bu da dogal olarak rekabeti ve mucadeleci bir takimi getiriyor.

Sonuc olarak Fenerbahce biraz daha iyi yola girmis durumda, ama hersey gulluk gulistanlik degil. Takim gol atmakta cok sorun cekmiyor, ama kolay da gol yiyor. Zaten hem cok gol atip, hem cok az gol yemek oyle kolay degil. Hangi takim olursa olsun, birine agirlik vemek zorunda. Gecen sene Daum, daha cok gol yememe uzerinde dururken, bu sene Kocaman daha cok gol atma uzerinde duruyor, ki bence Fenerbahce'ye yakisani da bu. Mesele olabildigince defansi da ihmal etmemek. Bu sene bol gollu maclara alisacagiz herhalde.

Wednesday, September 22, 2010

KOCAMAN Hata!


Gecen hafta, maclarin tahminleri ile ilgili yazimi yazamadim yogunluktan ama sahsen Fenerbahce'nin kazanacagini bekliyordum. Neden mi?

1. Fenerbahce 3 buyukler arasinda saha ve seyirci avantajini en iyi kullanan ekip. Muthis bir sinerji yakalanip, karsi takim uzerinde baski kuruluyor.
2. Fenerbahce'nin son yillarda derbilerdeki ustunlugu.
3.Derbilerin sonucuna etki eden cok onemli gordugum iki faktor var. Birincisi favorilerin kaybetmesi. Favori gosterilen takimlarin uzerinde olusan psikolojik baski ve/veya rehavet, oyuna olumsuz etkiliyor genelde. Ikincisi de daha cok ihtiyaci olan takimin kazanmasi ilkesi. Besiktas kagit ustunde favori duruyordu ve maci almaya daha cok ihtiyac duyan takim da Fenerbahce idi. Yani bu iki faktor de Fenerbahceyi sansli kiliyordu.
4. Fenerbahce'nin hizli adamlarinin Ferrari'siz Besiktas defansini zorlamasi.

Beklentim gerceklesmedi ve Fenerbahce sahadan 1 puanla ayrildi. Macin ilk 20 dakikasini izlemesem de Besiktas'in oyuna daha iyi basladigi soylenebilir. Hakan'in hatasi ile bulunan gol, Ekrem'in ve Hakan'in sakatlanarak cikmasi, Besiktas takiminin dengesini bozdu. Yani hersey Fenerbahcelehine gelisiyordu. Hakem de bu surecte Fenerbahce'nin tatli sert futboluna cok ses cikarmadi. Ilk yarinin son 20 dakikalik bolumunde Fenerbahce inanilmaz goller kacirdi. Burda 2. golu bulabilse mac kopacakti.

Ikinci yariya Besiktas toparlanmis cikti. Fenerbahcede de Emre'nin zorunlu cikisi, takimin kontraataga cikisini guclestirdi. Buna ragmen Fenerbahce yine 2-3 net pozisyon yakaladi ama gole ceviremedi. Besiktas'in kurdugu baski sonucu gol atacagi belliydi, mesele Fnerbahce'nin ondan once 2. golu bulmasiydi. Ayrica Fenerbahce ayaginda hic top da tutamiyordu. Burada yapilmasi gereken Alex veya Dia'nin cikip, Stoch'un girmesiydi. Kocaman'in uzun sure degisiklik yapmamasi ve sonunda da Christian'i oyuna sokmasi buyuk bir hataydi. Bence bu hatayla yenilmeyi bile haketti. Bu korkakca degisiklik takimin daha da geri yaslanmasina neden oldu ve sonunda da olan oldu ve gol geldi.

Fenerbahce daha cok pozisyona girmesine ragmen oyuna daha cok hukmeden Besiktas'ti ve bir manada beraberlik de hakkaniyetli bir sonuc oldu. Fenerbahce kontra atak futbolu oynamaya calisti.Bu mac icin dogru olsa da ilerisi icin umut verici bir sistem degildi. Besiktas'in oyunu daha umut vericiydi. Fenerbahce adina ise Dia'nin iyi performansi ilerisi icin bir umut isigi. Velhasil Fenerbahce ilk 5 macta 8 puan kaybetti ama bunu bir felaket olarak gormuyorum, cunku zor maclar oynadi. Takimin 2-3 mac ust uste kazanip, kendine guveninin gelmesi gerekiyor. Kacan goller bir manada bu strese de baglanabilir. Ondan sonra isler daha rayina girecektir. Besiktasta ise zaten isler iyi gidiyor. Zor Kadikoy deplasmaninda bir puan her zaman basaridir.

Galatasaray ite kaka da olsa yine 3 puan aldi ve bu yarali donemi hasarsiz atlatarak haftadan cok karli cikti. Trabzon da bir turlu transfer edemedigi Makulula'nin golleri ile maglup oldu. Tamam cok super bir golcu olmayabilir ama Kayseri gibi gol kisiri bir takimda gol krali olmussa bir adam, bos degildir. Manisa cok iyi bir is yapti bence. Bursa da cikan olaylar sonucu 3 puani alip 5te 5 yapmis olacak. Gecen sene de oyle belesten bir 3 puan almislardi. Bu sene de sanslari fena degil yani. Umarim boyle devam ederler ve sampiyonlugu zorlarlar.

Wednesday, September 15, 2010

Iki Cami arasindaki Benamaz!


Yazima oncelikle 12 dev adami tebrik ederek baslamak istiyorum. Turk halkina cok buyuk bir mutluluk yasattilar ve tarihe gectiler. Cok buyuk bir mucadele gosterip, namaglup finale kadar geldiler. Finalde cok guclu bir rakip olan ABD'e bogun egdiler. Buraya kadar gelmis olmalarindan dolayi onlara tabi ki kizamiyoruz ve cok guclu bir rakiple oynadiklarini da biliyoruz. Nitekim mac boyunca hicbir zaman maca ortak dahi olamadilar. Ama, gonulisterdi ki daha iyi sartlarda,biraz dinlenmis ve toparlanmis olarak maca ciksinlar, gunlerinde olsunlar ve kupayi kaldirsinlar. Cunku, ABD bircok yildizindan yoksun gelmisti. Simdi mesele, bu basarinin devam ettirilmesinde. Istikrarli bir sekilde bu turnuvalara katilmali ve en az ceyrek finale cikmaliyiz. Futbol milli takimimiz gibi, buyuk basarilardan sonra buyuk dususler yasamamaliyiz.

Sota'dan Tuzak!
Gelelim bizim takima! Fenerbahce 4. haftada ikinci deplasman maglubiyetini aldi. Kayserispor onunde hicbir varlik gosteremeyen Fenerbahce, maci neredeyse pozisyonsuz bitirdi. Kayseri'nin diri ve sert futbolu bundaki en buyuk etken ama Fenerbahce bu kadar kotu olmamali. Takimin mucadele etmemesi de baska bir faktor. 90 dakika sonunda takim olarak Fenerbahce 7.5 km daha az kosmus Kayseri'den. Boyle bir durumda nasil kazanabilirsin ki?

Defanstaki sorun da devam ediyor. Macin basinda kulubeye bakip da Bilica veya Ilhan'i goremeyince eyvah dedim. Nitekim Yobo'nun sakatlanip cikmasi ve Selcuk'un stopere gecmesi gollerin hazirlayicisi oldu. Bence bunun kadar onemli bir diger etken de Stoch ve Dia'nin defansa yardima gelmemeleri. Buna kesinlikle cozum uretilmeli. Defansin iki kanadi da yedek oyunculardan - Okan, Caner-  kurulu olunca, Fenerbahce ideal geri dortlusunden sadece Lugano kaldi geriye. Bu da tabi savunmayi etkiledi. Okan'i da biraz havalara girmis gibi gordum. Kendine dikkat etmeli yoksa parlamadan soner gider! Dia da cok top ezdi macta, kendisinden bekleneni veremedi. Boyle devam ederse ilk 11'e giremez. Sonuc olarak cok kotu oynayarak, hakli bir yenilgi aldi Fenerbahce. Ama, toparlanirsa cok sorun degil. Su ana kadar aldigi iki yenilgi de -Trabzon ve Kayseri- zor deplasmanlardi. Yani daha kaybedilmis birsey yok.

Karar Verilmeli
Fenerbahce bu sene oynadigi zorlu karsilasmalarin hicbirini kazanamadi (Young Boys, PAOK, Trabzon, Kayseri). Hazirlik macinda Galatasaray'a karsi alinan galibiyeti saymiyorum, cunku o maclari ayri bir kategoriye koymak lazim:). Demek oluyor ki Fenerbahce'de isler iyi gitmiyor. Peki neden?
Bana kalirsa Fenerbahce ne oynadigina veya oynamak istedigine karar verebilmis degil. Daum zamaninda oyunu siki tutan, defansif yonde cok guclu, ofansif yonde de Alex'e odakli bir sistemi vardi takimin. Cok goze hitab etmese de istikrarli bir sekilde bu sistemi oynuyorlar ve kismen de basarili oluyorlardi. Kocaman'in bu sistemden haz etmedigi ve Alex'iz ve daha ofansif bir sistem oturtmak istedigi bilinmeyen birsey degil. Alex'i uzun vadede takimda tutmayacagi da tahmin ediliyor.Ama bir taraftan da yillardir takimi sirtlayan ve taraftarin sevgilisi olmus bu oyuncuyu da takimdan kesemiyor. Su ana kadar genelde ilk devre oynatip, ikinci devre oyundan cikartma secenegini uyguladi Kocaman. Bu da gosteriyor ki takim suan gecis doneminde ve bir belirsizlik var. Alex var mi yok mu, belli degil. Bu diger oyuncularin da performansini da etkiliyor, cunku iki durum arasinda cok fark var. Alex varken herkesin gozu onu ariyor ve genelde onun disinda kimse sorumluluk almiyor (Yeni transferler Stoch ve Dia istisna olabilir bu duruma). Alex yokken de sudan cikmis baliga donebiliyorlar.

Kocaman bu konudaki kararini kesin vermeli ve ona gore kadroyu sekillendirmeli. Ve istikrarli bir sekilde istedigi sistemi oynatmali. Ondan sonra olur veya olmaz, onu tartisiriz. Ama suandaki durum iki cami arasinda kalmis benamaz bir insana benziyor ve ortaya iyi futbol cikmiyor. Illa ki Alex'i kesip, yeni sisteme gecsin demiyorum. Daum'lu sistemi devam ettirip, ofansif secenekleri biraz daha arttirabilir de. Hatta bu secenek kisa vadede daha basarili olur bence. Mesele, ikisinden birini secip yoluna oyle devam etmek. Benim gorusum Alex bu takimda oldugu surece, takimdan kesilmesinin zor oldugudur. Basarisizlik durumunda bu tamamen Alex'in yokluguna baglanir. O nedenle, Daum'un sistemini biraz revize ederek devam ettirmek en akillica olani gorunuyor. Ilk devre sonunda veya sezon sonunda da Alex ile yollar ayrilir, Kocaman da rahat rahat istedigini yapar. Alex'in tamamen olmadigi durumda da oyuncular daha fazla insiyatif almaya baslar ve yeni sisteme gecilebilir.

Kocaman'in Omru
Kocaman'in sezon sonuna kadar takimda tutulacagini dusunuyorum, cok basarisiz olsa dahi.Ama gelecek sezon takimda kalmak istiyorsa, sezonu en azindan ikinci bitirmesi gerek. Aksi halde gelecek sezon koltugunda oturamaz. Bu nedenle bu donemde sonuclar da onemli. Sabir gosterilir ama bir yere kadar.

Kartal firtinasi
Besiktas'i diger bircok insan gibi sampiyonlugun en guclu adayi olarak ifade etmistim sezon basinda. Suanki haliyle hala en guclu aday olarak duruyor. Ofansif yonden inanilmaz iyiler. Cok fazla alternatifleri var ve hele bir de erken gol buldular mi, onlerinde durmak cok zor. Bu hafta Fenerbahce'nin isi cok zor!

Galatasaray ite kaka da olsa cok onemli bir galibiyet aldi. Bundan sonra transferlerin takima adapte olmasi, Arda'nin geri donmesi derken toparlanirlar. Sampiyonluk mucadelesinde de son haftalara kadar giderler. Trabzon parlamaya devam ediyor. Yattara'yi izlemek gercekten buyuk bir keyif. Keske daha disiplinli ve istikrarli olsaydi da, Trabzon'a bir Alex katkisi yapsaydi. Bu durumda sampiyonluktan daha ciddi sekilde bahsedebilirlerdi. Bursa 4te 4 yapti ama artik zor haftalara giriyorlar. Sampiyonlar Ligi'nde oynayacaklari maclar onlari yipratacaktir.Umarim yasayacaklari dusus cok keskin olmaz.

Saturday, September 11, 2010

Kirmizi-Beyaz Bayram



Milli Gurur
Gectigimiz hafta, milli takimlar duzeyinde gurur yasadigimiz bir hafta oldu. Futbol takimimiz, ikinarak sikinarak da olsa, iki macta 6 puan aldi ve elemelere cok iyi bir baslangic yapti. Grubunda ikincilik mucadelesi verecegi Belcika'yi yenmesi cok onemliydi. Hiddink de takimi yeni yeni taniyor ama uzun vadede basarili olacagini dusunuyorum. En azindan bizi Avrupa Sampiyonasi'na tasiyacaktir. Ama milli takim icinde rekabeti yaratmasi gerekiyor. Milli takimin vazgecilmez oyuncularindan bazilari cok formsuz gozuktu. Bunlardan aklima ilk gelenler Tuncay ve Nihat. Bunun yaninda guzel gelismeler de var. Gecen seneden beri cok istikrarli ve basarili bir grafik cizen Omer'in takima alinmasi cok olumluydu. Umarim takim arkadasi Volkan Sen de farkedilir ve takima monte edilir. Cunku Volkan'in teknigine, hizina cok ihtiyacimiz var. Sonuc olarak ben milli takimdan umutluyum. Hiddink ile ilk maclarin kayipsiz atlatilmasi da cok iyi oldu. Umarim boyle devam eder ve sampiyonaya gideriz.

Diger taraftan, basketbol milli takimimiz da tarihinde ilk defa yari finale cikti. Futboldan sonra basketbolda da bu sevinci yasamak cok guzel. Gecen sene voleybolda da ciddi basarilar yasanmisti. Birebir kiyaslamak cok dogru olmaz ama bu basarilara nasil erisildigi incelenmeli ve futbol basta olmak uzere, diger branslara da uygulanmali. Mesela son yillarda basketbolda ciddi sayida yildiz yetistiriyoruz. Sadece NBA'de oynayan uc oyuncumuz var. Ama malesef, futbolun MBA'i diyebilecegimiz Ingiltere, Ispanya gibi liglerde cok az oyuncumuz var ve onlar da pek sans bulamiyorlar. Avrupa'da duzenli oynayip basarili olan oyunculara ihtiyacimiz var. Bu sekilde futbolcular kendilerini daha iyi geslitirecek ve milli takima da bir vizyon katacaklardir. O yuzden, Avrupa'ya gitmek isteyen oyuncularin desteklenmesi taraftariyim. Son zamanlarda cok sik konusulan Arda olayinda da ayni fikirdeyim. Son olarak, dunta sampiyonasina ev sahipligi yapan Basketbol Federasyonu'nu da kutlamak gerek. Organizasyondan alinlarinin akiyla ciktilar ve umarim yine futbola ornek olurlar.

Yorgun Buyukler..
Milli takim donuslerinde Rijkard'in sikayetlerini siklikla duyar olduk. Kendince hakli Rijkard, ama milli takimdan da kimsenin vazgecmesi beklenemez. Milli takim donusleri genelde 3 buyukler icin dezavantaj olur, cunku cok fazla oyunculari milli takima giden buyukler, uzun bir sure beraber antreman yapamazlar. Yuksek tempoda oynanan milli maclarda yipranan oyuncular da cabasi. Mesela Fenerbahce, yaklasik 10 gundur, 13-14 oyuncu ile antreman yapiyorlar. Bu durum takimlari bu haftaki maclarad olumsuz etkileyebilir.

Fenerbahce bu hafta Kayseri'ye konuk oluyor. Kayserispor bir degisim icinde. Bu sene ilk defa kendilerini izleme firsatim olacak ama aldiklari sonuclardan iyi bir takim olduklari izlenimi veriyorlar. Fenerbahcede ise milli takimlardan donen yorgun futbolcular sorun olabilir. Gokhan Gonul'un yoklugu da buyuk eksiklik. Defansta oynayacak yeni transfer Yobo'nun performansi da soru isareti. Takima katilali daha 2-3 gun oldu. Aslinda bu mac ilk 11de oynamasi riskli olabilir. Kayserispor'un oyun anlayisi da macin sonucunu cok etkileyecektir. Fenerbahce kapali defanslari acacak hucum gucune tam anlamiyla erismis degil ama saldiran ekiplere karsi hizli oyuncular ile rahat pozisyon bulabiliyorlar. Eger Kayseri acik oyunu tercih ederse, Fenerbahce rahat goller bulur. Sonuc olarak, zor bir mac olacak ve ilk ihtimal beraberlik diyorum. Olmazsa da Fener kazanir.

Besiktas bu senenin cok sey beklenen ekiplerinden Ankaragucu ile oynuyor. Ankaragucunun cok etklili oyunculari var. Besiktas defansini zorlayacaklardir. Erken bir gol bulmazsa Besiktas zorlanabilir ama bir sekilde maci alacaklarini dusunuyorum.

Galatasaray da Gaziantep ile evinde karsilasiyor. Galatasaray'in galibiyete siddetle ihtiyaci var. Arda'nin sakatligi handikap, yeni transferler de oynayacak durumda mi bilmiyorum ama oynasalar bile cok verimli olamazlar ilk mac. Pino'dan birseyler bekliyorum. Cok kaliteli bir oyuncu bence. Havaya girerse, durdurulmasi zor olabilir. HattA Galatasaray'a Quaresma etkisi yapabilir, tribunleri costurabilir. Gaziantep'i de izlemedim ama klasik Tolunay Kafkas takimi olduklarini dusunursek, sert ve zorlu bir ekipler. Bu sene daha maglubiyetleri yok ama galibiyetleri de yok. Uc maclari da berabere bitmis. Kolay mac olmayacak ve beraberlik ilk tercihim, olmazsa da Cimbom kazanir diyorum.

Herkesin bayramini kutluyor ve iyi haftasonlari diliyorum..

Monday, August 30, 2010

Genclik Asisi..

Fenerbahce seyircisiz oynadigi ikinci macta da 4 golle 3 puani aldi. Aslinda skor sizi aldatmasin, Fenerbahce oyle aman aman bir futbol oynamadi. Manisaspor biraz sansli ve becerikli olsaydi, mac daha farkli sonuclanabilirdi. Genc Okan'in zorlamasi ve kalecinin buyuk hatasi ile Fener ilk yariyi oyun oynamadan 1-0 onde bitirdi. Ikinci yarinin hemen basinda Manisa beraberligi yakaladi ve ardindan birkac tane yuzde yuzluk gol kacirdi. Duran toptan Lugano ile gelen gol, Manisa'nin ileri acilmasina neden oldu ve Fenerbahce rahat pozisyonlar bulmaya basladi. Niang'in iki goluyle de karsilasmayi 4-2 galip bitirdi. Fenerbahce pozisyonlarin cogunu son yarim saatte, Manisa'nin ileri acilmasi sonucu buldu. Oyle ki Manisa'nin attigi 2. golde Fener savunmasi 4e 6 yakalanmisti. Top iki kere kaleden cikarilmasina ragmen yardima gelen olmadi ve sonucta golu yedi. Yani savunma alarm veriyor Fenerbahce'de. Bununla beraber, kapali defansi acabilecek varyanyonlari yine yapamadi bu macta Fenerbahce.

Esas sorun yukarida da belirttigim gibi savunmada. Defansinda cok ariza verdi bugun Fenerbahce. Lugano ve Bilica gecen seneki formlarindan uzaklar ama savunmadaki sorunu sadece bu ikliye baglamak yanlis. Kocaman'in telkini ile Fenerbahce daha cok hucuma cikiyor bu sene. Ozellikle on liberolari daha sik ilerde goruyoruz. Buna ek olarak kanat oyunculari Stoch, Dia ve Ozer'in savunma yonleri cok guclu degil. Tum bunlar birlesince savunma zaafiyeti ortaya cikiyor. Takimin ilerden baslayarak daha iyi savunma yapmasi  ve donuslerde kanat oyuncularinin daha hizli olmasi gerekiyor. Aksi takdirde Fenerbahce cok gol yer bu sene.

Peki Fenerbahce'de hic mi iyi seyler yoktu. Tabi ki vardi ve bunlar Fenerbahcelileri ilerisi adina umutlandiracak seylerdi.

1. Niang takim icin buyuk kazanc. Mactan once bu hafta golle tanisacagini yazmistim ve bugun fileleri iki kez havalandirdi. Bu takima kendini kabul ettirmesi ve uzerindeki baskinin kalkmasi adina cok onemliydi. Fenerbahce'nin uzun yillardan sonra istedigi forvete kavusmus olmasi, taraftarlari umutlandiran en onemli etken.

2. Gecen yildan beri takimda alternatifi olmayan tek ismin Gokhan Gonul oldugu soyleniyor ve buna ben de katiliyorum. Kocaman, beklenenin aksine Bekir'i degil de alt yapidan gelen genc Okan'i oynatti sag bekte. Simdi herkes Kocaman'i cesaretinden dolayi kutlayacak ama Okan bir hata yapsaydi herkes Kocaman'i elestirecekti , ama isler boyle malesef. Okan da yaptigi 2 asist ve defansta yaptigi kritik mudahalelerle tam not aldi. Alt yapidan gelen diger bir oyuncu da Mert'ti. O da yaptigi kritik kurtarislarla takimin galibiyetinde onemli rol oynadi.  Benim icin macin en guzel yani buydu. Eger tutarsa, bu genclik asisi Fenerbahceye cok fayda saglayacak. Umarim bunun devami gelir ve Fenerbahce de Turk futbolu da bu gencleri kazanir.

3. Takimdaki rekabet gittikce kizisiyor. Takimda direkt oynayabilecek 8 yabanci olmasi ve bunlarin sadece 6'sinin oynayabiliyor olmasi rekabeti onemli olcude arttirdi. Dia da bu mac sonradan da olsa oynadi ve hazirim mesaji verdi. 6 yabanci sinirlamasi Turk oyunculara da oynama firsati doguruyor. Mesela Caner bugun ilk 11'de cikti ilk defa ve fena oynamadi, 1 golun de asistini yapti. Yani artik Fenerbahce'de kimsenin yeri garanti degil. Buna Gokhan Gonul ve Volkan Demirel de dahil!

Ozetle Fenerbahce cok iyi oynamadan 3 puani aldi ve bu mac icin daha fazlasini da beklemek haksizlik olurdu PAOK macindan sonra. Fenerliler icin endiselenecek de cok sey var, umutlanacak da. 3 haftada 10 gol atan takim 5 de gol yedi. Ben bardagin dolu tarafina bakiyor ve umutlu olmak lazim diyorum. 5.haftadaki Besiktas derbisi cok onemli. Fenerbahce o macta yenilmezse ligi sonuna kadar goturur bence. Milli takim arasi da takimin biraz daha toparlanmasina yardim edecektir.

Cimbom sasirtmaya devam ediyor!
Galatasaray gecen haftadan sonra, bu hafta da beni yaniltti. Eskisehir deplasmanindan galip gelecegini dusunmuyordum. Ama, bir yerde de artik toparlanmasi gerekiyordu. Galatasaray'in durumu  birkac gunde yapilacak transferlere bagli. Daha Pino'dan da faydalanmadiklarini unutmamak lazim. Diger takimlar tam kadro yoluna devam ederken, Cimbom daha en az 3-4 oyuncusundan yoksun. Dolayisiyla karamsarliga gerek yok bence.

Kartal aciliyor
Kartal her gecen gun iyiye gidiyor gibi. Schuster takimi , takim da biririni taniyor. Quaresma suphesiz yilin transferi. Bu sene cok can yakacak. Guti de isiniyor Turkiye'ye. Kisacasi Besiktaslilar'i guzel bir sezon bekliyor.

Bursa tam gaz yoluna devam ediyor ama bu hafta biraz sansliydilar. Her zaman boyle sansli olmayabilirler. Umarim bu sene de zirveye oynar ve ligimizin 5. buyugu olarak tescillenir. Trabzon da ilk firesini verdi ama onlar da iyi takim. Yeni transferlerinin kalitesi citayi biraz daha yukseltip yukseltemeyeceklerinde onemli rol oynayacak. Bekleyip gorecegiz.

Not: Fenerbahce disindaki maclari izlemiyorum ve diger takimlar hakkindaki yorumlarim da yuzeysel oluyor hakli olarak. Diger takimlar hakkinda yorumlarini paylasmak isteyen misafir yazarlara her zaman kapimiz acik.

Saturday, August 28, 2010

Kara Persembe!

Gectigimis persembe gunu, "Kara Persembe" olarak kayitlara gecti ve uzun sure de hafizalardan silinmeyecek herhalde. Avrupa kupalarinda mucadele eden 4 takimimizdan 3'u elendi. Sampiyonlar Ligi'ne direkt katilacak Bursaspor'u saymiyorum, cunku onlar Sampiyonlar Ligi'ne direkt katilacaklari icin eleme oynamadilar. Trabzonspor'un elenmesi beklenen bir seydi ve ve surpriz olmadi. Ama, Fenerbahce'nin ve Galatasaray'in elenmeleri Turk futbolu adina cok buyuk kayip oldu. Uzun zamandir ilek defa bu iki takimimiz birden Avrupa'ya Agustos ayinda veda ediyorlar. UEFA kupasi kazanmis ve sampiyonlar ligi'nde ceyrek final gormus bu takimlarin elenmesi hicbir mazeretle aciklanamaz. O yuzden teknik taktik uzerinde konusmaya cok gerek yok. Avrupa kupalarina bu kadar erken veda ettikten sonra, sampiyon olsalar dahi, ki cok zor gorunuyor, benim gozumde basarili olamayacaklardir bu sene.

Ders Olmali!
Futbolumuz maddi anlamda her gecen sene buyuyor ve Avrupa'nin sayili liglernde biriyiz. Sirf gecen sene, naklen yayin gelirleri nerdeyse iki katina cikti. Peki nasil oluyor da kuluplerimiz ileri degil de geriye gidiyor? Bana kalirsa sorunun temelinde en tepedeki isimler var. Sonucta tum tasarruf onlarin elinde ve yapilan yanlis futbolcu, teknik heyet secimleri burdan cikiyor. Dolayisiyla tepedeki zihniyetin degismesi gerekiyor.

Fenerbahce ozelinden gidersek, yonetimdeki insanlar is hayatlarinda cok basarili insanlar. Ki Kulubu maddi ve kurumsallastirma adina getirdikleri noktadan bu anlasiliyor. Ama bu insanlarin herhangi bir futbol egitimleri yok ve cogu futbolculuk da yapmamis. Yani isin mutfagindan gelmemisler. Dolayisiyla tum branslarda isin ehline teslim edilmesi gerekiyor islerin. Gecen sene uygulanan ve bu sene rafa kaldirilan menajerlik sistemi gibi. Veya ozel sirket mantigiyla dusunup, isin basina bir CEO getirip, isi ona havale etme. Dunyadaki tum basarili sirketler boyle yuruyor ve eninde sonunda gelinecek nokta da bu olacaktir bence. Bu is daha cok su goturur o yuzden bu haftaki mac tahminlerime geceyim.

Fener Zorlanir
Fenerbahce artik tum enerjisini lige verecek. Gecen macta oldugu gibi, bu macin da seyircisiz olmasi avantaj olacaktir cunku taraftar takima cok ofkeli. Umarim bu iki hafta galibiyet alinir ve taraftar nispeten sakinlesir. Fenerbahce ofansif manada sorun cekmeyecektir cunku Niang ve Stoch'un takima katilmasiyla bir cesitlilik saglandi. Ama defansta soru isaretleri devam ediyor. Birkac hafta once belirttigim gibi stoper transferi sart. Ozellikle Gokhan Gonul ve Volkan'in olmayisi buyuk sorun. Aslinda Gokhan her ne kadar savunma oyuncusu olsa da, bence Fenerbahce icin hucum acisindan daha onemli yani Gokhan'in etkili bindirmelerini arayacaktir takim. Bu hafta takim PAOK hezimetini telafi etmeye calisacaktir ve Manisa macini zor da olsa kazanacaklarini dusunuyorum. Niang'in da bu mac ilk golunu atacagini tahmin ediyorum.

Cimbom'un sanssizligi
Galatasaray her ne kadar sakatlardan, transferlerin yetistirilememesinden yakinsa da, cok sanssiz bir fikstru de sahip oldugunu belirtmekte fayda var. Ilk hafta zorlu bir deplasman, ikinci hafta Bursaspor ve bu hafta zorlu Eskisehir deplasmani. Bu zor fikstur, Cimbom'un bu zorlu surecini dah da zor hale getirdi.
Galatasaray'daki tahribati tamir etmek kolay degil. Futbolcularin ozguvenini kazanmasi zaman alacaktir. Bu hafta da kazanacaklarini dusunmuyorum ve beraberlik en yakin ihtimal diyorum.
Bu arada Rijkard'in ozellikle yonetime yonelik yaptigi son aciklamalardan sonra koltugunda uzun sure oturabilecegini dusunmuyorum.

Kartal Ucmaya Devam
Besiktas cok iyi bir hava yakaladi ve herkes cok mutlu. Karabuk karsisinda kazanacaklarini dusunuyorum eger Schuster radikal bir rotasyona gitmezse. Karabuk yeni bir takim ve Besiktasi zorlayacak gibi gorunmuyor.

Trabzon her ne kadar yorgun olsa ve Umut'un belirsizligi takimi olumsuz etkilese de, Antalyaspor'u yenecektir. Bursa'nin ise Sivas'ta isi zor. Bakkal, tas gibi bir takim yapmis. Cetin bir mucadele olacak ama Bursa'nin en azindan 1 puan alacagini dusunuyorum.

Monday, August 23, 2010

Anadolu Atesi

Bu hafta 3 buyuk Istanbul takiminin da maglup oldugu ilginc bir hafta oldu. Gerci Fener ve Cimbom'un rakipleri zordu ama ucunun birden maglup olmasi cok rastlanan bir durum degil. Ozellikle Bursa ve Trabzon'un ortaya koydugu guzel futbol, bu sene zirve yarisinin heyecanli gececegini gosteriyor. Yani, Anadolu Atesi isiticak ligimizi bu sene. GS ve BJK'nin maclarini kismen izledim, bol pozisyonlu guzel maclar oldu. Fenerbahce maci da kiran kiranaydi ve cok zevk aldim. Yani bu hafta futbola doyduk denilebilir.

Fener'de sanci devam ediyor
Fenerbahce'nin  erken dogum sancilari cektigini daha once belirtmistim. Bu sancilar hala devam ediyor ve edecege de benziyor. Bakalim kulup bu sancilara dayanabilecek mi yoksa bu sancilar sonucu birilerinin kellesi mi gidecek? Umarim dayanir ve dogum gerceklesir..
Gelelim maca. Fenerbahce bir turlu ideal 11'i ile sahaya cikamadi bu sene. Gerci suan ideal 11 kavrami oturmus degil tam olarak, yani herkese gore goreceli bir ideal 11'i var Fenerbahce'nin. Kocaman'in kafasinda da bunun tam oturdugunu zannetmiyorum. Suanda gorunen, o da deneme yanilma yoluyla en iyisini bulmaya calisiyor. Gecen sene sokaktaki cocuk bile sakatlik ve ceza durumlari disinda takimin sahaya nasil cikacagini biliyordu. Bu beraberinde istikrari getiriyor ama takim icindeki rekabet de oluyor. Bunun orta yolunun bulunmasi gerekiyor.
Alex ve Stoch'un birden yedek kulubesinde olmasi herkesi sasirtti. PAOK maci dusunulerek bazi oyuncularin dinlendirilebilecegini dusunmustum ama suanda takimin iki yaratici oyuncusunun birden kesilmesi oldukca yanlisti. Trabzon'un maca firtina gibi girmesi, sanssizca yenen ilk gol de bunun uzerine tuz biber oldu ve takim 20. dakikada 2 farkli geriye dustu. Duran toptan kazanilan gol ve ardindan yine duran toptan yenen bir gol. Son iki macta Fenerbahce duran toplardan 3 gol yedi ki buna kesin onlem alinmali.
Neyse ki Stoch'n oyuna girmesi takimi biraz canlandirdi ve Fenerbahce birkac pozisyona girdi. Mehmet'in golu ile de 3-2 bitirdi ilk yariyi.
Ikinci yari Fener'in rakip kalaye yuklenip gol aramasini beklerken pozisyonlar Trabzon'dan geldi. Fenerbahce bir turlu tempoyu arttiramiyor, rakip kaleyi baski altina alamiyor. PAOK macinda da bu yasandi. Rakip 35 dakika 10 kisi olmasina ragmen ciddi pozisyon bulamamisti. Bugun ikinci yari nerdeyse tam kadroydu Fener ama gerekli etkinligi gosteremiyor, rakibi bunaltamiyor. Bunun birkac nedeni vardi. Oncelikle Ozer bugun cok kotuydu; ne defansif manada ne de ofansif manada takima katki saglayamadi. Ben sahsen gecen seneden beri kendisinden patlama bekliyorum ama suana kadar bence hayal kirikligi. Umarim formunu arttirir. Ikincisi, Niang daha takimda yeni ve oyunculara tam alismis degil. Pas alisverislerinde birkac kez hata yapti ama buna ragmen takima cok katkisi cok ve cok faydali olacagini dusunuyorum. Ucuncusu, Stoch'u yeterince topla bulusturamiyor Fenerbahce. Suanda ofansif manada en etkili oyuncu Stoch, cok guzel isler yapiyor. Fenerbahce'nin onun uzerine daha fazla oynamasi gerekiyor. Bu sekilde Alex'e bagimliliktan kurtulmus olur takim.
Sonuc olarak Trabzon hakederek kazandi, daha cok pozisyon bulan Trabzon'du. Ama Fenerbahce biraz akilli olsaydi beraberligi de koparabilirdi. Trabzon deplasmaninda maglup olmak cok buyuk kayip degil. Ama Fenerbahce bu macta cok yoruldu ve yiprandi. Umarim PAOK macini olumsuz etkilemez.

Cimbom SOS veriyor
Galatasaray'in puan alacagini dusunuyordum ama yanildim. Aslinda cok kotu oynamadilar, pozisyonlar da buldular ama takimda sanki kara bulutlar var. Ozguvenleri kalmamis sanki. Takima bir hava gerekiyor. Flas 1-1 transfer yapilirsa takim da seyirci de havaya girer. Yoksa bu gidisat iyi degil.

Bursa ise kaldigi yerden devam ediyor. Saglam bir savunma yapip kontraatakla gol ariyorlar. Volkan Sen anahtar konumda. Arjantinli yeni forvetlerini ise begenmedim. Ama kadroyu derinlestirmisler, bunun cok faydasini gorecekler. Mesela Sercan'i oldukca iyi buldum. Yeni yapilan transferler rehavete girmesine engel olmus. Bursa ile ilgili tek endisem Anadolu takimlari ile yapacaklari maclar. Artik takimlar Bursa'yi buyuk diye gorup ona gore taktik gelistirecekler. Bursa'nin ofans gucunu cesitlendirmesi, kapali defanslari acacak formuller bulmasi gerekiyor yoksa surpriz puan kayiplari yasayabilirler.

Kartal'in karizmasi cizildi!
Haftanin en buyuk surprizi Besiktas'in kendi sahasinda maglup olmasiydi. Ama bence bunun en buyuk nedeni de Schuster'in kadroda yaptigi rotasyondu. Biraz abartti rotasyon isini galiba. Yani Besiktaslilar'in cok endiselenmesine gerek yok. Bu sonucu bir yol kazasi olarak gorebilirler.
Savunma sikinti olabilir demistim daha once ki Ferrari beni hakli cikardi. Ilk gol pozisyonunda Iskender karsisindaki caresizligi gozume batti. Bu gidisle yedek kalabilir. Bir de Quaresma'yi izlemek gercekten cok zevkli. Adamin nerde ne yapacagi belli olmuyor. Takima cok katki saglayacak ama takim sadece onun ayaklarina bakmamali. Son birkac yildir Fenerbahce'de olusan gol atma ve attirma isini Alex'e birakma hastaligina yakalanmamasi lazim Kartal'in.

Not: Fotograf Hurriyet.com.tr'den alinmistir. Trabzon-Fener maci baslamadan once sahada maci izlemeye gelen bir martiyi guvenlik gorevlileri kovalarken:)

Sunday, August 22, 2010

Mini Derbiler

Bursaspor'un sampiyon olmasiyla, buyuk sayisi 5'e cikti ligimizde. Gerci 5. buyuk sifatini tam manasiyla hak etmeleri icin 2-3 yil zirveye oynamalari sart ama biz yine de 5 buyuk var diyebiliriz, cunku Bursa iyi yolda. Genelde 3 buyukler arasinda oynanan maclara dev derbi denir. Ben de Trabzon ve Bursa ile oynanan maclara mini derbi diyorum. Bu hafta da iki tane mini derbimiz var.

Cimbom puansiz cikmaz
Bugun oynanacak Galatasaray-Bursaspor macindan baslayalim. Bursapor ilk macini uc puanla kapatsa da cok iyi bir goruntu vermedi, ama kadrosunu korumasi ve ilk 11'e katki saglayacak transferler yapmasi da, Sivasspor'un gecen seneki durumuna dusmeyecegini gosteriyor. Yani Bursa bu sene de siki bir rakip olacak ve Bursa'yi yenmek oyle kolay degil.

Galatasaray ise resmen calkalaniyor. Rijkard'in koltugu pek saglam degil artik. Dolayisiyla bu mac onlar icin cok onemli. Olasi bir yenilgi durumunda yonetimin veya teknik direktorun istifaya davet edilmesi beklenmeyen birsey degil. Bu yuzden, Galatasary'in bu maca stresli cikacak olsa da, cok asilacagini dusunuyorum. Ki ciddi rakipler karsisinda her zaman daha fazla mucadele eder takimlar. Baros'un da takima isinmasi buyuk bir arti. Kewell da cok iyi bir form yakalamis durumda. Arda zaten her zaman takima katki sagliyor. Ben bu maci Cimbom'un en azinda beraberlikle bitirecegini dusunuyorum, ikinci ihtimal ise Galatasaray'in galibiyeti.

Trabzon eskisi gibi degil!
Son yillarda Fenerbahce'nin Trabzon'a cok ciddi bir ustunlugu var. Trabzon'daki maclarin dahi cogunu kazandi ama bu sene durum biraz farkli. Trabzon cok daha diri ve akilli oynuyor. Liverpool karsisinda ezilmeden oynamalari bunun kaniti. Ayrica gecen birkac yilda bu iki takim hep son haftada oynuyordu. Trabzon'un hedefinin kalmamis olmasi Fener'in isini kolaylastiriyordu, gecen sene haric! Bu sene ise durum farkli. Fenerbahce'nin bu hafta galibiyet alabilecegini dusunmuyorum. Beraberlik en yakin ihtimal gibi duruyor, olmazsa da Trabzon kazanir.

Fenerbahce'nin akli bu mactan cok PAOK macinda olacaktir. Cunku PAOK maci gercekten cok kritik bir esik. Bu nedenle Kocaman, bazi oyunculari riske etmeyip dinlendirebilir ozellikle de sakatlari. Niang'in takima girecek olmasi muhtemelen Cristian'in kesilmesine neden olacak. Daha once de belirttigim gibi, bu pek sorun olmaz. Selcuk onun gorevini layikiyla yapar. Fener'in bu haftaki en buyuk handikapi Volkan'in olmamasi. Mert her ne kadar su ana kadar oynadigi birkac macta hata yapmasa da hic ciddi bir macta gormedik kendisini. Bakalim bu hafta ne yapacak?

Sag kanatta da Dia'nin sakatligi devam ediyor ve Mehmet ilk 11'de olacaktir. Dia'nin duzelmesinden sonra ise yabancilar arasinda da ciddi bir rekabet olacak. Bu arada Deivid'in gonderilmesi de cok olumlu. Yillik 2.5 milyon euro alip, takima hicbir faydasi olmayan bir oyuncu gitmis oldu. Bana kalirsa, cok pahali olmayan ama iyi bir yedek olabilecek bir stoper alinmali. Bilica ve Lugano'nun alternatifi malesef yok. Ki bu iki oyuncunun da sik sik cezali duruma dustukleri dusunuldugunde, kaliteli bir stopere ihtiyac oldugu kesin.

Friday, August 20, 2010

Aziz Baskan...


Asagidaki fikra Hurriyet gazetesi yazari Emrah Oner'in  Gunun Fikrasi baslikli yazisindan alinmistir.


Aziz Yıldırım’ın biri, bir gün yolda yürüyor. Aaa bir bakmış, yerde bir lamba.
Hemen ovmuş lambayı, içinden cin çıkmış.

Cin demiş ki, “Beni kurtardın, ne dilerse dile benden…”

Aziz Yıldırım demiş ki;

“Her yeri baştan inşa etmek istiyorum. Her yer benim olsun. Her yeri yıkmak istiyorum. Her yere ruhsat istiyorum. 50 tane stat, 100 tane AVM istiyorum. 3000 tane tesis istiyorum. “

Cin; “O kadar betonu ben bile bulamam. Sen başka bir şey iste.”

“O zaman” demiş Aziz Yıldırım.

“Bir takım istiyorum.
Bu takım ısırsın istiyorum.
Her hafta bir kupadan elenmesin istiyorum.
Son dakikada anons yapılmasın istiyorum.
Son dakikada bir kerede biz kupa alalım istiyorum.
Orta sahada şaşı futbolcum olmasın istiyorum.
Bir Avrupa maçında da Yasin, Can, Bekir, İlhan, Ali Bilgin, Deniz olmasın istiyorum.
Artık Brezilyalı gelmesin istiyorum.
Her taraf Fransız zenci olsun istiyorum.
2 kere pas yapmak istiyorum.
2 gram pres yapmak istiyorum.
Seyircim kanser olmasın istiyorum.
17 şampiyonluğa 19 kere sevinmesinler istiyorum.
Türk antrenörüm bir kere de kovulmasın istiyorum.
Ben soyunma odasına inmeyeyim istiyorum.
Yanımdakiler istifa etmesin istiyorum.

Cin bakmış, bakmış, bakmış…
Düşünmüş…

“Tesisler normal çim mi olsun, suni çim mi?”

Monday, August 16, 2010

Uzulmek icin Erken

Ilk haftalar yaniltmasin
Oncelikle ilk haftalarin, takimlarin sezon performansi hakkinda cok fikir verdigini zannetmiyorum. Cunku takimlar daha tam oturmamis, transferler tamamlanmamis, oyuncular daha forma girmemistir. Bir de rakip takimlarin da durumu pek bilinmediginden, sonuclar hakkinda yorum yapmak cok dogru olmasa gerek. Mesela Fenerbahce gcen sezon Denizli galibiyeti ile baslamisti ama Denizli'nin ligin en zayif takimi oldugu sonraki haftalarda anlasilmisti. Ayrica, Galatasaray'in gecen sezona firtina gibi girip sezonu 4. bitirdigini de unutmamak lazim.

Cimbom'da degisen birsey yok
Ilk hafta itibariyle, en kotu performansi Galatasaray gosterdi. Gecen seneki kadroya gore pozitif yonde cok bir degisiklik yoktu. Aksine Keita ve Mehmet'in yerinin doldurulamadigini gorduk. Cana duz bir oyuncuya benziyor. Ayhan, Mustafa, Baris zaten bu gorevi goruyordu. Biraz daha ayagi top yapan bir on libero alinmaliydi aslinda. 
Keita'yi cok arayacak Cimbom ama Baros forvete gecer, Kewal kanada gecerse, Pino da form tutarsa isler rayina girer. Elanonun da daha sakat oldugunu unutmayalim. Genel kanaatin aksine ben cok karamsar degilim Galatasaray adina. 1-2 transferin de gelecegi dusunulurse, isler yoluna girebilir. Son olarak da Sivasspor'un gecen senenin aksine guclu bir takim oldugunu ve bu sene Sivas'in zorlu bir deplasman olacagini dusunuyorum.

Kartal iyi yolda
Besiktas ilk hafta rahat bir galibiyet aldi. Her ne kadar skor 1-0 olsa da, Bucaspor'in puan alacak hali pek yoktu. Besiktas bu seneki maclarda bir sekilde gol bulacagini tahmin ediyorum, cunku yildiz oyuncu sayisi fazla. Guti ve Quaresma sonucu her an degistirebilecek kapasitede. Defansi saglam tutarsa Besiktas, bu sene tutulmasi zor olacak gibi. 
Bana kalirsa en buyuk kazanci Necip Besiktas'in. Alt apidan oyuncu kazanmak, benim gozumde buyuk yildizlari transfer etmekten daha onemli. Birincisi bu tarz oyuncularin maliyeti neredeyse sifir. Ikincisi, zaten kadroda altyapidan oyuncu bulundurma zorunlulugu var. Bu oyuncularin takima katki saglayan oyuncu olmasi, takim adina cok onemli. Parayi basip yildiz oyuncuyu getirtmek pek marifet degil. Esas mesele alt yapidan oyuncu kazanip, takima ve Turk futboluna yildiz kazandirmak. Necip konusunda emegi gecenleri tebrik ediyorum ve kendisine basarilar diliyorum.

Anadolu da sampiyonluk yarisinda
Trabzon da Bursa da haftayi 3 puanla kapattilar. Bursaspor'un isi biraz zor cunku uzerlerinde sampiyonluk baskisi var. Yeni transferleri konusunda pek bir fikrim yok ama eger takima katki saglayacak oyuncular iseler, kadro genisligi saglanir ve Bursa da sampiyonluk mucadelesinde olur. Sampiyonlar ligi'nde oynayacagi da dusunuldugunde, Bursa icin kadro genisligi cok onemli.
Trabzon gecen sene Senol Gunes geldikten sonraki istikrarli cizgisini devam ettirecege benziyor. En buyuk artilari Senol hoca. Forvet hattinda da rekabet artti ve goller gelmeye basladi. Umarim Trabzon da sampiyonluk yarisinda olur ve daha heyecanli bir lig izleriz.

Sunday, August 15, 2010

Fener'de Gunes Doguyor mu?

Endiseli bir bekleyis hakimdi Fenerbahce taraftarinda lig baslamadan once. Ama, Kanaryalar 28 dakikada 4 gol atarak maci cok erken kopardi. Ilk yari attigindan fazlasini da kacirarak macin cok daha farkli bitmesine engel oldu. Ikinci yari ise farkli skorun verdigi rehavet, PAOK maci dusuncesi ve Antalyaspor'un yaptigi 3 degisiklik ile biraz toparlanmasi sonucu ikinci yari gol cikmadi ve 4-0 neticelendi. Peki ne oldu da daha bir hafta once Young Boys karsisinda tel tel dokulen Fenerbahce bugun firtina gibi esti?

1. Bugun rakip Young Boys degil, Antalyaspor'du. Takimin yarisi nerdeyse degismis olan Antalya, ozellikle defansif anlamda cok zayifti. Fenerbahce cok rahat rakip kaleye gidiyor ve pozisyon buluyordu. Ayrica kaleci Omer'in sakatligi da baska br handikapti. Velhasil bugun Antalya Feneri zorlayacak bir rakip gorunumunden
oldukca uzakti.
2.  Fenerbahce, su ana kadar ki ideale en yakin kadrosu ile oynadi. Ozellikle sag kanattaki Gokhan Gonul-Mehmet Topuz birlikteligi takima cok olumlu yansidi. Mehmet Topuz ilk defa oynadi, Gokhan Gonul ise ilk defa 90 dakika oynadi. Bu ikilinin uyumu, fizik gucleri sag kanadin cok iyi islemesini sagladi. Atilan 4 golun ikisi bu kanattan geldi. Bir suru girilen pozisyon da cabasi. Yalniz Methmet Topuz'un son vurus ve son paslarda kendini biraz gelistirmesi gerekiyor. Sag kanat adina tek eksiklik bu. Yeterince teknik degil ve bazen son paslarda top eziyor. Pozisyona girmesine ragmen de cok az gol atiyor ki gecen sezonu 1 golle tamamladi. Bunun disinda Lugano'nun gelisi de defansi hem toparlamis hem de takima savunma anlaminda daha bir guven gelmis.
3. Alex ve Semih'in muthis uyumu yine taraftari mest etti. Mactan onceki yazimda Alex ve Semih'in guzel oyunuyla Fenerbahce maci alir demistim. Nitekim Alex-Semih ortak yapimi 3 gol Antalya'ya yetti. Semih'in ilk onbirde cikmasi benim icin surpriz olmadi cunku Gokhan Unal istenilen kivamda degildi. Suanda Kocaman'in elinde 4 tane santrofor var. Bunlardan Semih ve Gokhan Turkiye, Guiza Ispanya, Niang da Fransa gol krali.  Rekabet ortami saglanabilirse Fenerbahce gol yollarinda sikinti cekmez. Alex'in de Turkiye'de gol krali oldugunu dusundugumuzde Fenerbahce'deki gol krali sayisi 5'e cikiyor.
4. Fenerbahce Young Boys yenilgisi ile dibe batmisti. Bugun bunu telafi etmek icin cok istahli basladi oyuna. Genelde cok kotu spnuclardan sonra takimin kendini silkelemesi dogaldir. Bugunku hirsli futbolun bir sebebi de bu.

Bugun ilk yaridaki performansi begendim ama ikinci yari cok durgundu Fenerbahce. Bunu da normal karsilamak gerek. Persembe gunku PAOK maci hayati oneme sahip. Fenerbahce Avrupa Ligi'nden de elenirse kiyamet kopar. Dusunmek bile istemiyorum. Ki Fenerbahce'nin bu turu gececegine inaniyorum.

Kanatlar cok onemli!
Sag kanatta suan icin sorun yok. Ama sol kanat icin ayni seyleri soyleyemeyecegim. Stoch begendigim ve faydali olacagina inadigim bir oyuncu. Ama istenilen performansi goremedi ben. Santos ile uyumlu degiller. Etkili bindirmeler yapamiyorlar. Stoch iceri katederek oynamayi seviyor ki bu sekilde gol ve asistleri de olacaktir, ama biraz daha cizgiye inip etkili ortalar yapmasi gerekiyor. Bugun koca macta nerdeyse hic cizgiye inmedi. Zamanla sol kanadin da islerlik kazanacagini dusunuyorum.

Sonuc olarak Fenerbahce lige iyi bir baslangic yapti. Kara bulutlar nispeten dagildi ama bu gecici bir hava. Takimin taraftarla barismasi, kara bulutlarin tam olarak dagilmasi PAOK'un elenmesine bagli. Bu hayati oneme sahip. Bugunku skor takimin kendine guveninin gelmesi acisindan onemliydi. Ben Fenerbahce'nin Yunanistan'dan en azindan beraberlikle gelecegini dusunuyorum. Insallah da oyle olur.

Saturday, August 14, 2010

Sampiyon Kim Olur?

Besiktasin fiyakasindan gecilmiyor!
Bu sene tartismasiz en iyi transferler Besiktas'tan geldi. Genelde yildiz transerleri Fenerbahce'den gelirdi ama bu sene Quaresma ve Guti transferleri ile Besiktas hem taraftarini heyecanlandirdi, hem de marka degerini arttirdi. Bu manada yonetimi tebrik etmek gerek. Ama bu transferlerden de onemli, teknikdirektor Schuster'in takimin basina getirilmesiydi. Denizli miadini doldurmustu ve heyecanini buyuk olcude yitirmisti.

Gecen sene ciddi manada gol sikintisi cekmis ve ligde en cok gol atan 8. takim olmustu Besiktas, yani Ankaraspor cikarildiginda tam ortadaydi gol atma siralamasinda. Bu sene yapilan transferler, ofans anlaminda sorun cekmeyecegini gosteriyor Besiktas'in. Muhtemelen ileri dortlu Bobo, Guti, Quaresma ve Nihat'tan olusacak. Bu noktada guclu takimlara karsi defansif manada sorun yasanacagini dusunuyorum. Suana kadar zayif rakiplere karsi cok sorun olmadi belki ama bu dortlunun ayni anda oynamasi sikinti yaratabilir.

Genel manada ama Besiktas'i en hazir takim olarak goruyorum. Birincisi camia olarak cok kenetlenmis durumdalar ve taraftar da bayagi gaza gelmis durumda. Besiktasli arkadaslardan biliyorum:) Bakalim Schuster
kariyerine yeni basarilar mi ekleyecek yoksa Del Bosque, Aragones gibi sezon sonu kapi onune mi konulacak?

Galatasaray'da belirsizlik devam ediyor
Galatasaray 4. bitirdigi gecen sezonun ardindan ayni teknik direktorle devam ederek istikrar adina Turkiye'de cok rastlamadigimiz bir olaya imza atti. Rijkard'in artik bu sene bahanesi olmamali. Galatasaray'i, Turkiye'yi daha iyi taniyor ve bu sene transferleri de kendisi yaptigi icin "Eldeki malzeme bu" deme sansi da yok.

Iki tane as oyuncusuMehmet Topal ve Keita'yi kaybederken, bunlarin yerine Cana, Pino ve Serdar Ozkan alindi. Gelenlerin, gidenler kalitesinde oldugunu dusunumuyorum ama bu iki oyuncunun iyi fiyatlarla satilmasini da dogru buluyorum. Cana vasat bir on liberi gibi duruyor ama Pino'dan umutluyum bem. Hizi ve teknigi ile takima katki saglar. Ayrica Ribery gibi bir cikis yapma ihtimali de var ve henuz 23 yasinda.

Gecen sene sakatliklardan dolayi pek fayda elde edilemeyen Baros ve Kewell'in donusu de yeni kazanimlar. Gecen sene bu ikilinin sakatliginin Cimbom'un basarisizliginda buyuk etkisi olmustu. Bu sene isler boyle olmayacaktir. Ayrica daha transfer tamamlanmadi ve iki tane oyuncu daha transfer edilecek. Bu arada alinan Turk oyuncularin da ozellikle uzun vadede takima fayda saglayacagini dusunuyorum ki bu oyuncular cok ucuza mal edildi. Bu haftaya gelirsek Cimbom'un isi kolay degil. Sivas'tan cikacak bir beraberlik surpriz sayilmamali!

Sampiyon??
Daha lig baslamamis ve transferler tamamlanmamisken sampiyonluk icin tahminde bulunmak zor ama ben Besiktas'i diger takimlardan bir adim onde goruyorum. Galatasaray da ikinci favorim su anda. Fenerbahce'de cok ciddi bir belirsizlik var. Bursaspor'un ikinci yil sampiyon olabilecegine ihtimal vermiyorum. Trabzonspor da ilk ucu zorlasa da sampiyonluk icn cok erken. Klasik tabirle, ilk 5 haftadan sonra daha net seyler soylenebilir...

Tuesday, August 10, 2010

Hasret Bitiyor....


Evet, 3 aylik aranin ardindan lig basliyor bu hafta. Genelde yazlari futbol tutkunlari acisindan sikici gecer ve futbolu ozleriz ama bu sene neyseki Dunya kupasi imdada yetisti. Cok guzel ve zevkli bir Dunya Kupasi izledik. Bunun disinda mac olmayan yaz aylarinin bir diger heyecan yaratan olayi da transferlerdir. Bir Fenerbahceli olarak bu sene cok heyecanli gecmedi transfer donemi, ozellikle de onceki yillara kiyaslarsak. Besiktaslilar bu senenin transfer sampiyonu olsalar gerek. Bakalim transferdeki sampiyonluk ligde sampiyonlugu getirecek mi?


Fener'de Dogum Sancilari!
Cok feci sekilde biten gecen senenin ardindan, sezona yeni bir teknik direktor ile giriyor Fenerbahce. Gecen sene kimilerine gore basarisiz, kimlerine gore de sanssizdi takim. Bana gore sanssizdi daha cok, cunku her ne kadar istenilen performansi gostermese de rakiplerine gore basariliydi. Iki kupayi da finalde kaybetti.


Trabzon faciasindan sonra Daum'un takimin basinda kalmasi kabullenebilecek bir durum degildi. Ama Kocaman'in da bu sekilde gelmesi hic sik olmadi. Daum'un kuyusunu kazip yerine gecen konumuna dustu Aykut Kocaman. Ustune ustluk Daum'u gonderirken yasananlar kulubu kucuk duruma dusurdu. Ardindan Kocaman'in gelisi, kotu bir hazirlik donemi, taraftari heyecanlandiracak transferlerin yapilmayisi, gecen seneki kotu sonun izlerinin silinmemesinde rol aldi. Bu kotu donemde alinan Galatasaray galibiyeti bile taraftari tatmin etmedi:) Young Boys karsisinda alinan maglubiyet de ikinci buyuk felaket oldu.


Aslinda Kocaman'in menejerlige getirilmesi, uzun vadede teknik direktorluge getirilmesinin ilk ayagiydi ve dogru bir hamleydi. Ama, bu sene goreve getirilmesi bir nevi erken dogum oldu. Simdi de bu erken dogumun sancilari yasaniyor. Bakalim saglikli bir sonuc cikacak mi ortaya.


Bana kalirsa suan zor gorunuyor. Kocaman takimi, sistemi, felsefeyi tamamen degistirmek istiyor. Fenerbahce boyle bir keskin bir gecisi yapacak durumda degil. Bu degisimi zamana yaymasi gerekiyor. Fenerbahce taraftari son uc ayda sabrini yitirmis durumda. Her kotu sonuc biraz daha yikima yol acacaktir. Kocaman'in ilkelerinden biraz taviz vermesi gerekiyor. Yeni transferler takima adapte olamamisken, bir suru sakat varken
sistemi degistirmek, Alex'ten faydalanmamak dogru degil. Eger Kocaman degisim icin acele eder, ilkelerinde az da olsa taviz vermezse bu degisimi yapmadan gitmek zorunda kalabilir, hem de Aziz baskan ile beraber...


Bu hafta lige iyi baslangic yapmak cok onemli. Seyircisiz olmasina ragmen ben Fenerbahce'nin maci alacagini dusunuyorum. Tabi Antalyaspor'un bu seneki durumu nedir bilemiyorum ama oturmus bir kadrolari var ve Ozdilek hoca ile istikrari yakaladilar. Seyircinin olmamasi bu macta Fenerbahce icin avantaj da olabilir zira erken bir gol yenmesi durumunda, taraftardan olumsuz tepki gelebilirdi. Fenerbahce'nin Alex Semih (eger oynarlarsa) ikilisinin guzel performansi ile, zor da olsa maci alacagini dusunuyor ve umuyorum.


Bir de yabanci konusunda da sikinti yasayacaga benziyor Fenerbahce. Daha forvet alinmamisken bile, suanda Kocaman'in ideal onbirinde 7 tane yabanci var; Lugano, Bilica, Santos, Christian, Stoch, Dia ve Alex. Defansta yasanan sikintilar, Lugano-Bilica ikilisinin gerekliligini gosteriyor. Mehmet Topuz ve Ozerin sakatliktan yeni cikmis olmalari da Stoch-Dia ikilisini zorunlu kiliyor. Alex ve Santos'dan da bu macta vazgecmeyecegini dusunuyorum Kocaman'in. Sonuc olarak en zayif halka Christian gorunuyor. Selcuk'u cok begenmesem de Christian'i aratmayacagini dusunuyorum. Ama, forvet geldikten sonra bu yabanci isi daha da karmasik hale gelecek. 


Diger takimlar ile ilgili dusuncelerimi bir sonraki yazida paylasacagim..

Baslarken...

Nerden cikti bu blog?
Nerden cikti bu blog dediginizi duyar gibi oluyorum. Her Turk erkegi gibi futbolu seviyorum; oynamayi, izlemeyi, konusmayi. Fanatik olmasam da siki bir Fenerbahceli oldugumu da soyleyebilirim. Haftalik Fenerbahce maclarini seyreder ve yorumlari okurum. Dusundum de herkes atip tutuyor, ben de bu kervana katilayim dedim. Arkadas ortamlarinda yapilan mac geyiklerinin bloga tasinmasi bir manada. Yogunluktan veya uzakliktan dolayi gorusemedigim dostlarimla da bu vesileyle belki mac geyigi yapmis oluruz. Herkesin yorumlarini paylasmasini bekliyorum, ozellikle de Galatasarayli arkadaslarin:) Onlarla mac geyigi yapmak ayri bir tatli oluyor.

Blogda neler olacak?
Oncelikle blogumun tamamen amator ruhla hazirlandigini belirteyim. Haftalik iki yazi dusunuyorum. Bunlardan ilki maclardan once yorumlar ve haftalik tahminleri icerecek. Ikinci yazi ise maclardan sonra yorumlar  ve tahminlerin degerlendirilmesi seklinde olacak. Bunun disinda cok begendim kose yazilarini da burda paylasacagim. Simdilik bloga cok vakit ayiramayacgim ama zamanla daha ilginc seyler eklemeyi dusunuyorum.

TotoLig..
Bu sene Spor Toto Super Lig'e bes yilligina sponsor oldu. Yani artik ligimizin ismi "Spor Toto Super Lig". Isim ile ilgili fikir burdan geldi. Bir de daha once de belirttigim gibi, burasi futbol ile alakali kendi capimda atip tutacagim bir mekan olacak. Bir de eskiden beri birsey ile alakali atip tutmada Toto Loto tabiri kullanilir. Bu manada da uygun bir isim olacagini dusundum.

Bu vesile ile tum arkadaslara, dostlara merhba diyorum. Umarim herkes iyidir. Arada sirada da olsa blogda bulusmak dilegiyle...